Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Afet Yönetimi - Beklenilmeyeni Beklemek, En Kötüsünü Yönetmek

  Prof. Dr Mikdat Kadıoğlu Marmara Belediyeler Birliği İstanbul, 2013  Değerli yüksek lisans tez danışmanım Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun kitabı afetlere yenik düştüğümüz bugünlerde elimizden düşürmememiz gereken bir eser. Konuyla ilgili olsun olmasın, uzman, akademisyen, sade vatandaş fark etmeksizin okunması ve içselleştirilmesi gereken yönergeler ve önemli bilgiler içeriyor bu eser. Kitabın bölümleri arasında risk tanımları, afet tanımları, yönetim tanımları, afet risk ve zararlarının azaltılması, afetlere hazırlık, afetlere müdahale, afet iyileştirmesi ve modern afet yönetimi için örnek bir uygulama yer almakta. "Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmasıdır."   Mustafa Kemal Atatürk

Sanat Tarihi: Sıradışı Bir Disiplin

  Ali Akay Yapı Kredi Yayınları  1. Baskı: İstanbul, Ekim 2006 2. Baskı: İstanbul, Ocak 2003  Bu kitabı yaklaşık 3 sene önce almış ve okumuştum. Kütüphanemi düzenlerken arka raflardan birinde kaldığını fark ettim. Bloğumda paylaşmamışım. Ama değerli bir eser. Kitap Ali Akay'ın ön sözü ile başlıyor. Aşağıda buradan bir alıntı paylaşıyorum: "Akademi ve üniversite dünyası disiplinlerin birleşerek başka formlara girmesini hala tamamıyla kabul etmiş değil; ama her şeye rağmen sosyal bilimler ve sanatlar arasındaki geçişlilikleri vurgulamak açısından baktığımızda bazı açılmalar da yapılmıyor değil." Kitapta Ali Akay ile Jean Baudrillard, Georges Didi -Huberman, Stephen Wright, Hubert Damish Edward Lucie Smith, Nicolas Bourriaud ve Uwe Fleckner'in söyleşileri bulunuyor. Jean Baudrillard: "Bireyin kimliği, burjuva olsun, hümanist olsun, aydınlanmadan gelen bir kimlik değil; sentez bir kimlik." Stephen Wright: " Sanat üretilmiş kendine özgülükler değil, kendin...

Amadeus

Bugün kızkardeşim kadar yakın bir dostumla Amadeus'a gittik. Salon aralıklı oturma düzenine rağmen hınca hınç doluydu. Kapalı gişe oynayan bu müzikale yer bulmak oldukça zormuş.  Müzikalin temposu çok yüksekti. O nedenle usta oyuncu Selçuk Yöntem'in bile zaman zaman konuşurken dili dolandı. Fakat tüm oyunculuklar, ses düzeni, sahne tasarımı ve kostümler şahaneydi.  Antonio Salieri'nin gözünden Mozart'ın yaşamı ele alınmıştı. Bu öyle kolay bir iş değildi. Sonuçta Mozart gibi bir dehanın hayatını ve eserlerini iki saate sığdırmak  iddialı bir işti bence. Ama bunun altından başarıyla kalkılmış.  Zorlu Performans Sanatları Merkezi gerek maske dağıtması, gerekse belli bir sırayla salonu terk etme kuralı getirmesiyle pandemi kurallarını iyi uyguladı.  

Hoşgeldin yeğenim :)

Canım yeğenim üç gün evvel dünyaya geldi. Allah bahtını açık etsin. Analı babalı büyütsün. Bebek enerjisi yeni başlangıçlar, yeni umutları da simgeliyor bir anlamda... Maşallah diyelim💕🧿👶  

There is A Hole in My Sidewalk - Portia Nelson

  “I walk down the street. There is a deep hole in the sidewalk. I fall in. I am lost... I am helpless. It isn’t my fault. It takes forever to find a way out. I walk down the same street. There is a deep hole in the sidewalk. I pretend I don’t see it. I fall in again. I can’t believe I am in the same place. But, it isn’t my fault. It still takes me a long time to get out. I walk down the same street. There is a deep hole in the sidewalk. I see it is there. I still fall in. It’s a habit. My eyes are open. I know where I am. It is my fault. I get out immediately. I walk down the same street. There is a deep hole in the sidewalk. I walk around it. I walk down another street. Poem: Portia Nelson  PS: I came across this beautiful poem and wanted to share it in my blogpost immediately. Well obviously my social media break is over :)

Voltaire - Candide

Alfa Yayınları, 4. Baskı 1. Basım :Kasım 2018  2. Basım: Eylül 2019  Kitabın başlığı Candide ya da İyimserlik şeklinde geçiyor. Voltaire bu öyküsünde Alman filozof Leibniz'in "Yaşadığımız dünya dünyaların en iyisidir." düşüncesinin aksine bu zalim ve saçma dünyada cennetin var olmadığını anlatmaya çalışmaktadır. Kötülüğün her yerde olduğunu savunur. Buna kanıt olarak da kendini beğenmişlik, hoşgörüsüzlük, savaş ve köleliği sunar.  "Almanya'da bir şatodan sefil bir hayata, düşler ülkesi Eldorado'dan İstanbul'a dek uzanan, iyimserliği alaya alan ve bu sırada hayatı, hayatın amacını sorgulayan bir yapıt."  

Soundtrack'ler Neden Vazgeçilmez?

İzlediğimiz tüm o filmleri düşünelim. Bizi etkileyen, duygulandıran, düşündüren filmler. İzlerken hayallere daldığımız, kendimizi başrolle veya o iyi adamlarla güzel kadınlarla özdeşleştirdiğimiz filmler. Soundtrack olmasaydı bu filmler neye benzerdi hiç düşündünüz mü? Evet görsellik, efektler, ışık çok önemli kabul. Ama kremasız pasta düşünülebilir mi? Pastasız doğumgünü? Kahvesiz bir gün? Çaysız kahvaltı? Star Wars Imperial March olmasaydı neye benzerdi? Ya da Rocky Gonna Fly Now'sız? Inception deyince hepimizin aklına Hans Zimmer'den "Time" gelmiyor mu? Now We're Free olmasaydı Gladiatorü kimse ciddiye almazdı sanırım. Çok sevdiğim bir film olmamakla birlikte Titanic deyince Celine Dion My Heart Will Go On akıllara kazınan film müziklerinden. (Film 3 saat filan sürdüğü için ancak ve ancak bir kez izleyebildim. Hayat Kısa Titanic Batıyor...Guns N Roses You Could Be Mine çalarken havaya girmemiş bir Terminatör izleyicisi olamaz herhalde. Beter Böcek Shake Senoras...

Simplify - Joshua Becker

Joshua Becker'in minimalizm konusunda yazdığı bu kitabına bir sitenin öneriler kısmında rastladım. Artık e-kitap ve özellikle ücretsiz e-kitapları okuma kararı aldım. Eğer üye olduğunuz ve güncel kitapları bulunduran bir kütüphaneye devam etmiyorsanız bir bibliyofil için kitap satın almak neredeyse lüks oldu. Uygun fiyatlı klasikler dışında es kaza çok satanlara ve yeni gelenler rafına giderseniz vay halinize! Gelelim Simplify adlı kitabımıza. Bu kitabı minimalizmle ilgili diğer kitaplardan ayırt edecek fazla bir özellik yok. Yazarın ailesiyle çıktığı minimalizm yolculuğundan örnekler vererek bahsetmesi dışında... Bir de "Leveling" terimi ile "Minimalism" arasında fark olduğunu öğreniyoruz bu kitabı okuyunca. Temel prensiplere gelirsek, alıntılayarak paylaşıyorum: 1. Be Convinced : Kararlı Ol 2. Make it Work For You: Kendin için yapılabilir kıl 3. Jump Right In: Hemen Başla 4. Stop The Trend: Moda ve trendlere kapılma 5. Persevere:  Diren 6. Share The Joy: Geliş...

Eugene Delacroix'dan Yeni-İzlenimciliğe

Paul Signac Yapı Kredi Yayınları, 2019 Çevirenler : Mehmet Rifat - Sema Rifat    Kitap Giriş Notu, Belgeler, Delacroix'in Katkısı, İzlenimcilerin Katkısı, Yeni-İzlenimcilerin Katkısı, Bölünmüş Tuş, Üç Katkının Özeti, Tanıklıklar ve Gözün Eğitimi bölümlerinden oluşuyor. Giriş Notu'ndan alıntı: 1. Yeni İzlenimci (neo-empresyonist) ressamlar, anlatım biçiminde renklerin ve tonların optik karışımını kullanarak bölme (divizyon) denilen tekniği gerçekleştiren, 1886'dan itibaren de geliştiren ressamlardır. 2.  Bir resim tekniğini anlatmak gereksiz görülebilir. Ressamlar kuramlarına göre değil de yalnızca yapıtları üzerinden değerlendirilmelidir. Ama yeni-izlenimcilerin özellikle eleştiriye uğradıkları nokta, teknikleridir...

Hayatın Hakkını Vermek - Acar Baltaş

  Acar Baltaş'ın Hayalini Yorganına Göre Uzat kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Tamamen bilimsel, objektif ve gerçekçi bir bakış açısı yakalayan bu kitabı "kişisel gelişim" furyasının foyasını açık biçimde gözler önüne seriyordu. Hayatın Hakkını Vermek kitabının da hakkını verelim. Yine bilimsel ve çarpıcı araştırmalar ile somut örneklerden yola çıkarak hayatın her alanına dair tavsiyeler veren bir yol haritası niteliğinde. Başucu kitabı, her kütüphanede olması gerek gibi klişelere başvurmak istemiyorum fakat gerçekten okunması ve bitirince dönüp baştan okunması gereken kitaplardan. Kitap Değerlendirmesi: Nilüfer Şen 

Üzgün İnsandan Özgür İnsana - Prof Dr Uğur Batı / Deniz Bayramoğlu

Önemli bir bilim insanı olan P rof Dr Uğur Batı ve Deniz Bayramoğlu'nun Gündem Özel Kitaplığı'ndan seçmeler olduğunu düşündüğüm kitabı bende hayal kırıklığı yarattı. İtiraf etmem gerekir ki tasavvuftan new age'e, bilimsel araştırmalardan hipotezlere geniş bir yelpazede birçok konudan bahsedilen bu kitabın anlatımı bence çok dağınık olmuş. Konudan konuya daldan dala atlanıyor. Konu başlıkları muğlak. Her konuya bir parça değinilmiş ama  bölümlerin amacı ne anlaşılamıyor. Bilgi çorbasından hallice kitapta çokça veri, bolca örnek var fakat neye hizmet ediyor belli değil.  Genel anlamda kitabın temelinde çok araştırma ve dağarcığın yattığını kabul ediyorum ama okuyup bitirdiğimde aklımda tek bir bilgi kırıntısı veya fikir pırıltısı kalmıyor. Belki de çok bilmek değil de bildiklerini düzenli ve sistematik biçimde aktarabilmektir marifet. Yoksa kimsenin uzmanlığına sözüm yok.  Kitap Değerlendirmesi : Nilüfer Şen 

Hayatın Senin Elinde - Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Destek Yayınları Şubat 2021  "Artık kıtlıktan değil kötü ve yanlış beslenmeden ölüyoruz. Bilinçsizce tüketilen hazır gıdalar, ne olduğu belli olmayan kürler, yanlış diyetler ve yanıltıcı yönlendirmelerle sağlığımızı yitiriyoruz. Sağlık nazlı bir kuştur, bir kere uçunca da geri getirmesi her zaman kolay olmayabilir. Bu yüzden beslenme şeklinizi acilen gözden geçirin."  diyor Prof Dr Osman Müftüoğlu ve ekliyor: "Unutmayın! Beslenme hastalıklara karşı direncimizi, tedavi sürecimizi ve kaliteli bir yaşlılığı etkileyen başaktörlerdendir." Kitapta sağlıklı yaşam için beslenme biçimi önerileri, sağlıklı tarifler ve püf noktaları yer alıyor. Akıcı bir üslupla herkesin anlayabileceği bir dilde yazılmış.  Sağlık alanında tam bir başucu kitabı.