Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar - İlber Ortaylı

Bu kitabı henüz okumayı bitirmedim. Ama çok az kaldı. Şu ana kadarki izlenimlerimi sorarsanız İlber Hoca'nın Bir Ömür Nasıl Yaşanır? kitabı kadar değerli ve önemli bir eser. İster başucu kitabı deyin isterseniz başvuru kitabı...Etrafta dolaşıp koç, mentor, rol model aramaya gerek yok...Ülkemizin güzide değerlerini takip etmek yeterli. Önemli bilim insanlarının yazdığı kitapları okumak ruhumuzda biriken toksinlerden arındırıyor adeta. Sağaltıcı bir etkisi var. Hocanın şu lafına bayıldım. Kısa bir alıntıyla kitabı okumanızı tavsiye edeyim ve yazımı bitireyim: "Türkiye'de ezik davranırsanız sizi ciddiye almazlar. Tevazuun bir ölçüsü vardır. Tevazuyla arogansı birlikte götürmek lazımdır." 

Rosy Retrospection dedikleri...

90'larda ders çalışırken radyo dinlemeyi  Radyoda Ayça Şenbaşkan ve Sebastian Carlos'un geyiklerini ve radyoda insanları arayıp işlettikleri programları... İstiklal'de takıcıları dolaşırken arka fonda çalan müziği beğenip kasetçi kasetçi gezmeyi Sevdiğim şarkıları keşfettikçe karışık kaset için para denkleştirmenin heyecanını  Cemal Reşit Rey konserlerine düzenli gitmeyi Tepebaşı kitap fuarında sıra beklemeyi Beyoğlu'nda Ferhan Şensoy'un tiyatrolarına gitmeyi Teoman'nın Ne Ekmek Ne De Su klibinin TV'de dönmesini beklemeyi Okulu kırıp Ortaköy'de kumpir yemeyi Arkadaşlarla McDonalds'tan menü alıp görgüsüzler gibi sinemaya girmeye çalışmamızı Ev telefonundan sinema buluşmaları için sözleşmeyi Ve bunun gibi pek çok şeyi özlediğimi hissediyorum epeydir Rosy Retrospection dedikleri geçmişi içinde bulunulan andan daha olumlu algılama gibi bir şey. "I feel nostalgic" dedikleri türden. Türkçe'de "nostaljik hissediyorum" denmiyor tabi. ...

Akışta: İnternet Çağında Sanat

Akışta: Internet Çağında Sanat  Boris Groys Koç Üniversitesi Yayınları  1. Baskı: İstanbul, Ekim 2017  "Avangard sanatçı ve yazarlar 20. yüzyıl başında sanat müzelerine, genel olarak da geçmişin sanatının korunmasına karşı bir kampanya başlatmıştı. Basit bir soru soruyorlardı: Neden bazı şeyler ayrıcalıklıdır, neden toplum bunları dikkate alır, korunmalarına, restorasyonlarına yatırımda bulunur da başka şeyler zamanın yıkıcı gücüne terk edilir, kimse onların bozulmasını, yitip gitmesini umursamaz? Bu soruya verilen geleneksel cevaplar artık tatmin edici bulunmuyordu. Bu nedenledir ki Marinetti, antik Yunan heykellerinin modern bir araba ya da uçaktan daha güzel olmadığını ileri sürüyordu. " Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?                                      

AVATAR

Avatar film çekim teknikleri, muhteşem görselliği ve yarattığı harika ütopik ortam ve atmosferiyle Pandorası bir yana sırf içinde yaşanılan doğayla hemhal olma, evrenle bir ve bütün olma, ruhsal farkındalık ve kutsala saygı ve hürmet konularını bu kadar içtenlikli bir dille işlediği için bile tekrar tekrar izlenmeli. İlkel kimdir? Parçası olduğu doğayı ve çevreyi gözü gibi sakınan bir toplum mu? Yoksa doğayı kaynakları sömürülecek ve insan ya da canlı hayatı bozuk para gibi harcanacak bir nesne gibi değersiz gören modern toplumlar mı? Wall-E kadar güzel mesajları olan ve altmetni ile ilgili yazılacak söylenecek çok şeyin olduğu bir film. Her neslin çocuklarının bu filmden öğreneceği çok şey var. Sizi görüyorum...  

Mutluluk Rehberi

Hazırlayan: Kalust Şalcıoğlu İnkılap Yayınevi  İstanbul, 2019  Aslı Şafak'la İşin Aslı programını beğenerek izliyorum ne zamandır. TV'de izlediğim tek program da diyebilirim. Bu programda tavsiye edilen kitaplardan biri olduğu için ilgimi çekmişti bu kitap. Geçen yıl başlamıştım sanırım okumaya. Bitirmek bu yıla kısmet oldu. Kitapta Aslı Şafak'tan Birol Güven'e, Cemalnur Sargut'tan Mehmet Zihni Sungur'a konusunda birçok uzmanın mutluluk kavramına dair çeşitli görüşleri var. Ben en çok Aslı Şafak'ın Para ve Mutluluk, Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur'un Mutluluk: Bulunan mı, Aranan mı, Olunan mı? ve Yazar Serhat Yabancı'nın İlişkiler ve Mutluluk bölümlerini sevdim. Birol Güven de Gelecek ve Mutluluk adında bir bölüm yazmış. Fakat dijitalize dünya ile ilgili öyle iyimser, ütopik bir tablo çizmiş ki ben şahsen gelecekteki dijital dünyanın bu kadar parlak olacağını düşünmüyorum. Teknoloji geliştikçe iklim krizi, hava kirliliği, gelir adaletsizliği, GDO'l...

Chappie

  Artificial Intelligence (Yapay Zeka), robotlar, droidler, bilinç aktarımı..bunlar artık bilimkurgusal gelmiyor bize günümüzde. Neden derseniz etrafımızda drone'lar, robot polis köpekleri, ev temizleme robotları, fabrikalardaki otomasyon robotları derken bu kavramlar artık hayatımızın tam ortasında.  Dün Chappie'ye ikinci kez izledim. District 9 tarzında bir bilimkurgu. Onu da izlemiş ve çok beğenmiştim. Anarşi ve suçun baş edilemez duruma geldiği şehirde droid polislerin kullanılmaya başlandığı çağda bilinç aktarımının başarıldığı Chappie adındaki robotun başından geçenler hakkındaki bu film çoğu zaman düşündürüyor, yer yer de hüzünlendirip endişelendiriyor insanı. Tavsiye ederim :) Film Değerlendirmesi: Nilüfer Şen

Kadınlar, Sanat ve İktidar

Linda Nochlin Yapı Kredi Yayınları  Çeviren: Süreyya Evren 1. Baskı: İstanbul, Eylül 2020 Bu kitap Kadınlar, Sanat ve İktidar, Morisot'nun Sütannesi: İzlenimci Resimde Çalışmanın ve Boş Zamanın İnşası, Kaybolmuş ve Bulunmuş: Bir Kez Daha Düşmüş Kadın, Bazı Gerçekçi Kadın Sanatçılar, Florine Stettheimer: Rokoko Bozguncusu, 19. Yüzyıl Sanatında Erotisizm ve Kadın İmgelemi, Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı ve Sanatçı Dizini bölümlerinden oluşuyor. Linda Nochlin şöyle bir giriş yapmış: "Bu yazılar, feminist sanat tarihinin doğuşuna ve gelişimine tanıklık eden neredeyse 20 yıla yayılan bir dönemde kaleme alındılar. 1970 yılında "Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?" yazısını yazmaya giriştiğimde feminist sanat tarihi diye bir şey henüz mevcut değildi: Tüm diğer tarih söylemi formları gibi baştan inşa edilmesi gerekiyordu. Yeni malzemeler araştırılıp bulunmalıydı, teorik bir temel oturtulmalıydı, yavaş yavaş bir metodoloji geliştirilmeliydi. O günde bugüne feminist ...

Blogunuz Neden Trafik Alamıyor?

Yaklaşık üç yıldır yazdığım blogum neden  trafik alamıyor (okunmuyor) diye düşünürken biraz araştırma yaptım. Uzun zamandır yazdığınız blogunuzun okunmadığını düşünüyorsanız yapmanız gerekenler var. Konu deniz derya. Başlayalım: Blogunuzun Trafik Alması için Yapmanız Gerekenler  Postunuzda boşluklar bırakın. Satır araları açık olsun.  Uzun cümlelerden kaçının.  İmla ve gramer hatalarını kontrol edin.   Keyword Search yani Anahtar Kelime araştırması yapın ve bunları yerli yerinde ve gerektiği kadar kullanın.    SEO (Search Engine Optimization) hakkında bilgi sahibi olun.  Hedef kitlenize yönelik yazın. Kendinize ait bir alan adı (domain) alın ve gerekli düzenlemeleri (mülk edinme, meta tag ayarı, sitemap oluşturma vb) yapın. Özgünlük kontrolü yapın. Blogunuzun Trafik Almasını İstiyorsanız Bunlardan Kaçının Uzun, anlaşılmaz cümleler Kopya içerik (Diğer sitelerden copy-paste içerik almak) İmla ve yazım hataları  Lisanssız görsel kullanımı Yet...

Notes From My Notebook

"When you lose, don't lose the lesson"  - Dalai Lama  "Follow the Three R's: Respect For Self, Respect For Others and Responsibility For All Your Actions." "If our present lives are not exactly what we desire, there are only two reasons: 1. We are allowing thoughts from the past to hold us back. More accurately, memories from our past are holding us back. 2. We are not thinking correctly about the future." "There are only two mistakes one can make along the road to truth; not starting and not going all the way" - Buddha   

Galata Kulesi

  Tam da blog yazımından vazgeçmişken Prof Dr Osman Müftüoğlu'nun Hayatın Senin Elinde kitabına göz atıyordum yine. Orada ruhsal detokstan bahsediyordu.  "Rakamlara değil, huzura odaklanın" cümlesi adeta bir işaret gibiydi. Çünkü algoritmalarla düzenlenen dijital dünyamızda her şey rakamlara endekslendi. Takipçi sayısı, like sayısı, okunma sayısı...Bloggerların da hayali hep çok okunmak ve yılın bloggerı olmak gibi şeylerdir ya... Benim 3 sene evvel bu bloga başlarkenki amacım aslında kendime notlar düşmekti. Zaman içinde SEO'ydu, Blogger Eğitimiydi derken bir de bakmışım Google Analytics sayfasından çıkamaz olmuşum. Gerçekten analitik zekaların lanetidir bu herşeyi ölçmek, tartmak, saymak, sıralamak...Sadece yazmış olmak ve bunun keyfine varmaya ne oldu?  Blogu kalıcı olarak silmeden önce kendi postlarıma baktım yeniden. Orada "Bir kişi dahi okumasa bile kendim için yazmaya devam edeceğim. " demişim. Şimdi bu sözümde durayım. Yukarıdaki fotoğrafı bugün çekt...

Direksiyon - Prof Dr Üstün Dökmen

  Artık matbu kitap almayacaktım ama Prof Dr. Üstün Dökmen'in Direksiyon kitabı için bir istisna yapabilirim sanırım. Yeminimi bozuyorum gibi oldu biraz fakat Üstün Hoca da müstesna değerlerimizden bir tanesi.  Kendisini uzun yıllardır gerek basılı medya ve televizyondan gerekse sosyal medya hesaplarından takip ediyordum. Instagramda ( @ustundokmen_resmi ) oldukça aktif. Görüşlerine harfiyen katıldığım, saygı duyduğum bir kişilik. Nedeni ise karşısındaki insan kim olursa olsun nazik bir dille (lisan-ı münasiple) yaklaşması.