Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Good Vibes Only...

  Spotify'ın oluşturduğu müzik listelerine kafam takılmıştı. Good Vibes Only diye bir listesi mesela. O listeler öyle basmakalıp, özensiz oluşturuluyor ki...Olumlu Enerji vereceğiz diye pat Pharrell Williams'tan Happy şarkısını listeye koyuyor. O şarkı bana aptalca geliyor nedense her dinlediğimde. O kadar da pozitif enerjiyle dolmuyorum. Fakat The Beatles Across The Universe, Happy'den kat be kat daha güzel duygular uyandırıyor. Bazı dinleyiciler şarkı sözlerine yoğunlaşır. Bazıları da müziğe. Ben bir şarkıyı dinlerken sözler müzikle uyumsuzsa ya da zorlama bir kafiye yakalarsam o şarkıyı bir daha ömür billah dinlemem. Dinleyemem.   Artı mantık hatası olan ya da sürekli karşısındakini suçlayıcı, aşağılayıcı, alaycı sözler içeren aşk şarkıları da dinleyemiyorum. Bu tür şarkılara genelde pop müzikte daha çok rastlıyoruz. Burada müzisyenin, özellikle de söz ve bestesini kendi yapan müzisyenin yaşam tecrübesi, gelişmişlik düzeyi, eğitimi, yaratıcılığı gibi faktörler de ön plan...

Afet Yönetimi - Beklenilmeyeni Beklemek, En Kötüsünü Yönetmek

  Prof. Dr Mikdat Kadıoğlu Marmara Belediyeler Birliği İstanbul, 2013  Değerli yüksek lisans tez danışmanım Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun kitabı afetlere yenik düştüğümüz bugünlerde elimizden düşürmememiz gereken bir eser. Konuyla ilgili olsun olmasın, uzman, akademisyen, sade vatandaş fark etmeksizin okunması ve içselleştirilmesi gereken yönergeler ve önemli bilgiler içeriyor bu eser. Kitabın bölümleri arasında risk tanımları, afet tanımları, yönetim tanımları, afet risk ve zararlarının azaltılması, afetlere hazırlık, afetlere müdahale, afet iyileştirmesi ve modern afet yönetimi için örnek bir uygulama yer almakta. "Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmasıdır."   Mustafa Kemal Atatürk

Sanat Tarihi: Sıradışı Bir Disiplin

  Ali Akay Yapı Kredi Yayınları  1. Baskı: İstanbul, Ekim 2006 2. Baskı: İstanbul, Ocak 2003  Bu kitabı yaklaşık 3 sene önce almış ve okumuştum. Kütüphanemi düzenlerken arka raflardan birinde kaldığını fark ettim. Bloğumda paylaşmamışım. Ama değerli bir eser. Kitap Ali Akay'ın ön sözü ile başlıyor. Aşağıda buradan bir alıntı paylaşıyorum: "Akademi ve üniversite dünyası disiplinlerin birleşerek başka formlara girmesini hala tamamıyla kabul etmiş değil; ama her şeye rağmen sosyal bilimler ve sanatlar arasındaki geçişlilikleri vurgulamak açısından baktığımızda bazı açılmalar da yapılmıyor değil." Kitapta Ali Akay ile Jean Baudrillard, Georges Didi -Huberman, Stephen Wright, Hubert Damish Edward Lucie Smith, Nicolas Bourriaud ve Uwe Fleckner'in söyleşileri bulunuyor. Jean Baudrillard: "Bireyin kimliği, burjuva olsun, hümanist olsun, aydınlanmadan gelen bir kimlik değil; sentez bir kimlik." Stephen Wright: " Sanat üretilmiş kendine özgülükler değil, kendin...

Amadeus

Bugün kızkardeşim kadar yakın bir dostumla Amadeus'a gittik. Salon aralıklı oturma düzenine rağmen hınca hınç doluydu. Kapalı gişe oynayan bu müzikale yer bulmak oldukça zormuş.  Müzikalin temposu çok yüksekti. O nedenle usta oyuncu Selçuk Yöntem'in bile zaman zaman konuşurken dili dolandı. Fakat tüm oyunculuklar, ses düzeni, sahne tasarımı ve kostümler şahaneydi.  Antonio Salieri'nin gözünden Mozart'ın yaşamı ele alınmıştı. Bu öyle kolay bir iş değildi. Sonuçta Mozart gibi bir dehanın hayatını ve eserlerini iki saate sığdırmak  iddialı bir işti bence. Ama bunun altından başarıyla kalkılmış.  Zorlu Performans Sanatları Merkezi gerek maske dağıtması, gerekse belli bir sırayla salonu terk etme kuralı getirmesiyle pandemi kurallarını iyi uyguladı.  

Hoşgeldin yeğenim :)

Canım yeğenim üç gün evvel dünyaya geldi. Allah bahtını açık etsin. Analı babalı büyütsün. Bebek enerjisi yeni başlangıçlar, yeni umutları da simgeliyor bir anlamda... Maşallah diyelim💕🧿👶  

There is A Hole in My Sidewalk - Portia Nelson

  “I walk down the street. There is a deep hole in the sidewalk. I fall in. I am lost... I am helpless. It isn’t my fault. It takes forever to find a way out. I walk down the same street. There is a deep hole in the sidewalk. I pretend I don’t see it. I fall in again. I can’t believe I am in the same place. But, it isn’t my fault. It still takes me a long time to get out. I walk down the same street. There is a deep hole in the sidewalk. I see it is there. I still fall in. It’s a habit. My eyes are open. I know where I am. It is my fault. I get out immediately. I walk down the same street. There is a deep hole in the sidewalk. I walk around it. I walk down another street. Poem: Portia Nelson  PS: I came across this beautiful poem and wanted to share it in my blogpost immediately. Well obviously my social media break is over :)

Voltaire - Candide

Alfa Yayınları, 4. Baskı 1. Basım :Kasım 2018  2. Basım: Eylül 2019  Kitabın başlığı Candide ya da İyimserlik şeklinde geçiyor. Voltaire bu öyküsünde Alman filozof Leibniz'in "Yaşadığımız dünya dünyaların en iyisidir." düşüncesinin aksine bu zalim ve saçma dünyada cennetin var olmadığını anlatmaya çalışmaktadır. Kötülüğün her yerde olduğunu savunur. Buna kanıt olarak da kendini beğenmişlik, hoşgörüsüzlük, savaş ve köleliği sunar.  "Almanya'da bir şatodan sefil bir hayata, düşler ülkesi Eldorado'dan İstanbul'a dek uzanan, iyimserliği alaya alan ve bu sırada hayatı, hayatın amacını sorgulayan bir yapıt."  

Soundtrack'ler Neden Vazgeçilmez?

İzlediğimiz tüm o filmleri düşünelim. Bizi etkileyen, duygulandıran, düşündüren filmler. İzlerken hayallere daldığımız, kendimizi başrolle veya o iyi adamlarla güzel kadınlarla özdeşleştirdiğimiz filmler. Soundtrack olmasaydı bu filmler neye benzerdi hiç düşündünüz mü? Evet görsellik, efektler, ışık çok önemli kabul. Ama kremasız pasta düşünülebilir mi? Pastasız doğumgünü? Kahvesiz bir gün? Çaysız kahvaltı? Star Wars Imperial March olmasaydı neye benzerdi? Ya da Rocky Gonna Fly Now'sız? Inception deyince hepimizin aklına Hans Zimmer'den "Time" gelmiyor mu? Now We're Free olmasaydı Gladiatorü kimse ciddiye almazdı sanırım. Çok sevdiğim bir film olmamakla birlikte Titanic deyince Celine Dion My Heart Will Go On akıllara kazınan film müziklerinden. (Film 3 saat filan sürdüğü için ancak ve ancak bir kez izleyebildim. Hayat Kısa Titanic Batıyor...Guns N Roses You Could Be Mine çalarken havaya girmemiş bir Terminatör izleyicisi olamaz herhalde. Beter Böcek Shake Senoras...

Simplify - Joshua Becker

Joshua Becker'in minimalizm konusunda yazdığı bu kitabına bir sitenin öneriler kısmında rastladım. Artık e-kitap ve özellikle ücretsiz e-kitapları okuma kararı aldım. Eğer üye olduğunuz ve güncel kitapları bulunduran bir kütüphaneye devam etmiyorsanız bir bibliyofil için kitap satın almak neredeyse lüks oldu. Uygun fiyatlı klasikler dışında es kaza çok satanlara ve yeni gelenler rafına giderseniz vay halinize! Gelelim Simplify adlı kitabımıza. Bu kitabı minimalizmle ilgili diğer kitaplardan ayırt edecek fazla bir özellik yok. Yazarın ailesiyle çıktığı minimalizm yolculuğundan örnekler vererek bahsetmesi dışında... Bir de "Leveling" terimi ile "Minimalism" arasında fark olduğunu öğreniyoruz bu kitabı okuyunca. Temel prensiplere gelirsek, alıntılayarak paylaşıyorum: 1. Be Convinced : Kararlı Ol 2. Make it Work For You: Kendin için yapılabilir kıl 3. Jump Right In: Hemen Başla 4. Stop The Trend: Moda ve trendlere kapılma 5. Persevere:  Diren 6. Share The Joy: Geliş...

Eugene Delacroix'dan Yeni-İzlenimciliğe

Paul Signac Yapı Kredi Yayınları, 2019 Çevirenler : Mehmet Rifat - Sema Rifat    Kitap Giriş Notu, Belgeler, Delacroix'in Katkısı, İzlenimcilerin Katkısı, Yeni-İzlenimcilerin Katkısı, Bölünmüş Tuş, Üç Katkının Özeti, Tanıklıklar ve Gözün Eğitimi bölümlerinden oluşuyor. Giriş Notu'ndan alıntı: 1. Yeni İzlenimci (neo-empresyonist) ressamlar, anlatım biçiminde renklerin ve tonların optik karışımını kullanarak bölme (divizyon) denilen tekniği gerçekleştiren, 1886'dan itibaren de geliştiren ressamlardır. 2.  Bir resim tekniğini anlatmak gereksiz görülebilir. Ressamlar kuramlarına göre değil de yalnızca yapıtları üzerinden değerlendirilmelidir. Ama yeni-izlenimcilerin özellikle eleştiriye uğradıkları nokta, teknikleridir...

Hayatın Hakkını Vermek - Acar Baltaş

  Acar Baltaş'ın Hayalini Yorganına Göre Uzat kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Tamamen bilimsel, objektif ve gerçekçi bir bakış açısı yakalayan bu kitabı "kişisel gelişim" furyasının foyasını açık biçimde gözler önüne seriyordu. Hayatın Hakkını Vermek kitabının da hakkını verelim. Yine bilimsel ve çarpıcı araştırmalar ile somut örneklerden yola çıkarak hayatın her alanına dair tavsiyeler veren bir yol haritası niteliğinde. Başucu kitabı, her kütüphanede olması gerek gibi klişelere başvurmak istemiyorum fakat gerçekten okunması ve bitirince dönüp baştan okunması gereken kitaplardan. Kitap Değerlendirmesi: Nilüfer Şen 

Üzgün İnsandan Özgür İnsana - Prof Dr Uğur Batı / Deniz Bayramoğlu

Önemli bir bilim insanı olan P rof Dr Uğur Batı ve Deniz Bayramoğlu'nun Gündem Özel Kitaplığı'ndan seçmeler olduğunu düşündüğüm kitabı bende hayal kırıklığı yarattı. İtiraf etmem gerekir ki tasavvuftan new age'e, bilimsel araştırmalardan hipotezlere geniş bir yelpazede birçok konudan bahsedilen bu kitabın anlatımı bence çok dağınık olmuş. Konudan konuya daldan dala atlanıyor. Konu başlıkları muğlak. Her konuya bir parça değinilmiş ama  bölümlerin amacı ne anlaşılamıyor. Bilgi çorbasından hallice kitapta çokça veri, bolca örnek var fakat neye hizmet ediyor belli değil.  Genel anlamda kitabın temelinde çok araştırma ve dağarcığın yattığını kabul ediyorum ama okuyup bitirdiğimde aklımda tek bir bilgi kırıntısı veya fikir pırıltısı kalmıyor. Belki de çok bilmek değil de bildiklerini düzenli ve sistematik biçimde aktarabilmektir marifet. Yoksa kimsenin uzmanlığına sözüm yok.  Kitap Değerlendirmesi : Nilüfer Şen 

Hayatın Senin Elinde - Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Destek Yayınları Şubat 2021  "Artık kıtlıktan değil kötü ve yanlış beslenmeden ölüyoruz. Bilinçsizce tüketilen hazır gıdalar, ne olduğu belli olmayan kürler, yanlış diyetler ve yanıltıcı yönlendirmelerle sağlığımızı yitiriyoruz. Sağlık nazlı bir kuştur, bir kere uçunca da geri getirmesi her zaman kolay olmayabilir. Bu yüzden beslenme şeklinizi acilen gözden geçirin."  diyor Prof Dr Osman Müftüoğlu ve ekliyor: "Unutmayın! Beslenme hastalıklara karşı direncimizi, tedavi sürecimizi ve kaliteli bir yaşlılığı etkileyen başaktörlerdendir." Kitapta sağlıklı yaşam için beslenme biçimi önerileri, sağlıklı tarifler ve püf noktaları yer alıyor. Akıcı bir üslupla herkesin anlayabileceği bir dilde yazılmış.  Sağlık alanında tam bir başucu kitabı.  

Sosyal Medyanın Kitap Kurtları

Genellikle sosyal medyada dolaşırken şu fotoğraftakine benzer paylaşımlar yapan çeşitli hesaplara sıklıkla rastlıyorum. Duvardan duvara kütüphaneler, sıra sıra dizilmiş klasikler serileri, gıcır gıcır çok satanlar, bilimkurgudan polisiyeye, aşk romanlarından tarihsel araştırmalara kadar envai türde kitaplar Kitap kurdu hesaplarının sayfalarında gezinirken kitaplar adeta üzerimize devrilecek de altında kalacakmışız gibi bir his uyanıyor bende. Bu "kitap sevdalıları" her ay en az 7-8 kitap okuyor. Okuma listeleri uzayıp gidiyor. Okudum bitti hashtagleriyle uzun uzadıya kitap yorumlarından geçilmiyor. Değme hızlı okuma kursuna gitseniz ayda okunamayacak sayıda kitap tüketen bu "bibliyofiller" doymak bilmez iştahlarıyla her türden kitabı bir çırpıda okuyup, anlayıp, özetini çıkarabilecek üstün zekaya sahipler. Ve dahi günümüzde tanesi en az 30-40 TL'ye gelen bu kitaplardan milyonlarcasını uçsuz bucaksız kütüphanelerine katarak hatırı sayılır bir serveti de gözden çı...

Friends Dizisinin Neden Modası Geçmiyor?

Friends dizisinin yayınlandığı ve haklı sebeplerle popüler olduğu 1994- 2004 yılları arasında izleme fırsatım olmamıştı.  Dizi yayınlanmaya başladığında 14 yaşlarındaydım. Muhtemelen o sıralarda Türkiye'de yayınlanmıyordu. Henüz bilgisayar, laptop, internet, cep telefonu hayatımıza girmemişti. Fakat dizinin dünya çapında beğeni kazandığı ve yankıları Türkiye'deki gençlik ve müzik dergilerine ulaşmıştı.  Yıllar içinde basında sık sık yorumlarına rastlamama rağmen diziyi bir türlü yakalayamadım.  Bu dizinin fenomen olmasının nedenlerinden biri aslında 90lar ve 2000lerin başı olan henüz dijitalize olmayan dünyaya ait kesitleri anlatması.  İkincisi arkadaşlık, dostluk, aşk, sevgi, kardeşlik ve aile ilişkileri üzerine kafa yormadan izlenebilecek naif ve esprili bir bakış açısı yakalıyor. İnsanın içini ısıtan bir sıcaklığı var. Konular insana ve insana ait duygu ve düşüncelere dair olunca da zaman, mekan ve modalar değişse bile öz değişmiyor. Friends : The Reunion filminin...

Rocky Neden İyi Bir Motivasyon Filmidir?

  Slyvester Stallone 1976'da 8 filmlik Rocky serisinin ilk filmi olan Rocky gösterime girdiğinde filmine güveniyor olmalıydı.  Yoksa senaryosunu kendi yazdığı filminden emin olmasa birçok prodüktör ve yapımevine götürerek kapı kapı dolaşmazdı. Nitekim film zaman içinde "Adrian!" diye haykıran Rocky Balboa'nın zaferiyle sonuçlanarak kült motivasyon filmleri arasındaki yerini aldı.  Bill Conti'nin Gonna Fly Now adlı soundtrack'inin de bunda payı büyük.  Sabah gün ağarmadan bardağının içine yumurta sarısını kırıp içtikten sonra sokaklarda Gonna Fly Now eşliğinde yalnız başına koşu antremanına çıkan İtalyan Aygırını hangimiz unutabiliriz? Filmin başarısında önemli bir nokta da bence sadece sıkı antreman yapan boksörümüz değil. Daha doğrusu filmin değindiği tek nokta "Sıkı Çalış. Başarırsın!" değil. Filmin bir mesajı da "Kim ne derse desin kendine inan ve güven". Öte yandan senaryodaki Rocky karakterimiz dengeli bir özgüven ve özeleştiri çizgi...

Bahçevan Geldi

Mayısa kadar offline olacaktım ama şunu kendime not düşmem gerekiyordu. Marketlere saksı toprakları gelmiş. Dolayısıyla çiçek ekme, dikme, toprak ve saksı değiştirme mevsimi de gelmiş. 3 adımda saksısı küçük gelen spatifalyum bitkimi daha büyük bir saksıya aktardım. Önce yeni saksının dibine biraz toprak döşedim. Ardından eski saksıdan bitkiyi köklerini incitmeden nazikçe çıkardım. Sonra yeni saksının tam ortasına yerleştirdim. Bitkinin saplarını boğmayacak şekilde yanlardan ek toprakla destekledim. Dibine can suyu verdim. Umarım yerini seven bu canım çiçeğim büyümeye serpilmeye devam eder.  Bir de orkidem vardı ama onu kurtaramadım ne yazık ki. Sanırım yerini sevmedi. 6 ayda bir açıyormuş dediler. Bazıları da "Sodayla besle" tavsiyesi verdi. Ama dallar tamamen kurudu. Hatta "Şoklama yap, yerini değiştir sonra eski yerine koy." diyen de olmuştu ama bana mısın demedi. Üzülerek kendisinden ayrılmak zorunda kaldım.  Neyse gelecek yıl bu sıralarda kısmet olursa ve bu bi...

Modern Dünyanın Sorunları Karşısında Antropoloji - Claude Levi - Strauss

Claude Levi Strauss Metis Yayınları  Mart 2012 "İlkel adı verilen toplumların çoğu zaman gelişmeye direnmelerinin altında yatan sebepleri gösterebiliriz. İlk sebep, ilkel denen toplumların birlik ve beraberliği iç çatışmaya tercih etme eğilimi ; ikincisi doğal güçlere gösterdikleri saygı, üçüncüsü ise tarihsel gelişmeden nefret etmeleridir." "Bu toplumların gelişmeye ve sanayileşmeye gösterdiği direncin sebeplerini açıklamak için, içlerinden bir kısmının rekabetten uzak olduğuna gönderme yapılmıştır. Gelgelelim şunu unutmamalıyız ki bu toplumlarda eleştirdiğimiz pasiflik ve kayıtsızlık, en baştan beri mevcut olan bir durum değil, temasın akabinde ortaya çıkan travmanın sonucudur."  

What to Say When You Talk To Your Self - Shad Helmstetter

Shad Helmstetter Published by Pocket Books  "What we think is what we become" "Ne düşünürsek oyuz" diyor özetle bu kitabında Shaf Helmstetter ve bizi iç sesimizi yeniden düzenlemeye teşvik ediyor. Bunu da eski olumsuz ve dışarıdan empoze edilmiş yanlış inançlarımız yerine çözüm odaklı yeni yaklaşımlar içeren cümleler vasıtasıyla yapmamızı örnekler vererek gerçekleştiriyor. Ayrıca Self Talk Solution  adlı ikinci kitabında bunu nasıl yapabileceğimize dair detaylı çözümler sunuyor. Kesinlikle okunması ve uygulanması gereken tavsiyeler içeren iki kitap :) Kitap Değerlendirmesi: Nilüfer Çakar  

Var mısın? Doğan Cüceloğlu

  Doğan Cüceloğlu     Söyleşi: Deniz Bayramoğlu  Kronik Yayınları     Ocak 2021, İstanbul  Doğan Cüceloğlu'nun vefatından az önce yayınlanan bu kitap söyleşi olarak soru cevap biçiminde ilerliyor.  "İnsanın beş boyutu kitabın temel kavramlarından biri. Doğan Hoca bu boyutları biyolojik, psikolojik, bilişsel, toplumsal ve manevi (aşkınlık-transandantal) boyutlar olarak tanımlıyor ve hem bireysel hem toplumsal olarak sağlıklı ve "bütün" bir insanın tüm boyutları dikkate alan bir yapı ile mümkün olacağını söylüyor. Peki bu beş boyutu da tatmin edecek, gelişim odaklı değerler kültürü temelinde yükselen bir yapıyı nasıl inşa edebiliriz? Bunun yanıtı da ilişkinin altı boyutunda gizli... - Seni önemsiyorum. - Seni olduğun gibi kabul ediyorum. - Sana tekliğin içinde değer veriyorum, eşin benzerin yok ve ben bunun farkındayım. - Sen muhteşem bir potansiyelsin, istediğin şeyi öğrenip yapabilecek gücünün olduğunun farkındayım. - Sana emek ve zaman vermek ist...

Ahmet Ümit -İstanbul Hatırası

Yazan: Ahmet Ümit  Everest Yayınları  4. Basım: Mayıs, 2012  Ahmet Ümit'i ilk defa okuyorum. Romanı henüz bitirmedim. Fakat neden bu denli beğenildiğini anladım. Bir kere roman çok katmanlı. Başkomiser Nevzat başta olmak üzere karakterler çok iyi oluşturulmuş. Kurgu değil kanlı canlı aramızda dolaşıyorlar adeta. Hem şehrin tarihi dokusu hem de olay örgüsü insanı sürüklüyor. Merak unsuru ön planda. Olaylara, mekanlara, kişilere farklı bakış açılarından yaklaşılmış. Kucaklayıcı, kapsayıcı, insancıl bir yazarla karşı karşıyayız... Kitaptan şu ana dek beğendiğim birkaç bölümden alıntı yapayım: Leyla ile Necdet arasında geçen bir diyalogdan aktarıyorum...Tabi ki bütünlüğü bozmamak adına diyaloğun tümünü okumak gerekir. O zaman her şey daha anlamlı ve çarpıcı oluyor. "...Ama sen mantıklı bir insansın. Anadolu'da yaptığımız kazıları hatırla. Halkın bizi nasıl yadırgadığını. Yıllarca emek verip ortaya çıkardığımız kalıntıları define buluruz umuduyla nasıl talan ettiklerini. On se...

İnsan Olmak

Yazar: Engin Geçtan Metis Yayınları 1-4. Basımlar: Adama Yayınevi, 1983 5-25. Basımlar: Remzi Kitabevi, 1988 Metis Yayınlarında İlk Basım: Ocak 2003  Yirminci Basım: Eylül 2020  Engin Geçtan'ın müthiş bir ileri görüşlülük ve derinlikle yazdığı bu kitabı çağımızın adeta bir fotoğrafını çekiyor.  Kitaptan birkaç alıntı paylaşıyorum: "...gelişmiş toplumlarda küçümsenmeyecek sayıda bir diğer grup insan da hızlı değişmeye karşı direnerek vaktiyle terk edilmiş bazı değerleri ve inançları yeniden canlandırma çabasına girmiş durumda. Mistisizm, büyücülük, batıl inançlar, ortaçağdakileri andıran tarikatlar ve yıldız falları, özellikle hızlı değişimler karşısında şaşkın ve kendisini yönetmekte güçlük çeken insanlar tarafından benimsenmekte."   "Kendisiyle uyum halinde olan bir insan, başkalarına dostça yaklaşır, ama gereğinde onlara karşı çıkar ve haklarını savunmak için savaşır, bazen ise yalnız kalmayı yeğler. Bu durumlardan hangisini yaşayacağının seçimini o andaki içs...

Bilimkurgu Klişeleri

  Bilimkurgu filmlerinde, özellikle de dış uzay filmlerinde geçen şu klişe sahnelerden artık hepimize gına geldi diye düşünüyorum: 1.  Uzay yürüyüşünde uzay kıyafeti delinen, yırtılan, patlayan astronot 2. Uzay yürüyüşünde aniden gelen meteor yağmuruyla uzay boşluğuna savrulup "ipimi kesin, beni salın, siz kurtulun" diye yalvaran kahraman astronotlar 3. Uzay gemisindeki ilk felakette siyahilerin ölmesi 4. Önceki hayatında yaptığı hatalarla uzayda yalnızken yüzleşmek zorunda kalan ve iç hesaplaşmalara sürüklenen astronotun dramı 5. Patlayan, arızalanan uzay mekiğinde imkansızı başararak dünyaya ulaşan kahraman astronot 6. Bir uzay istasyonundan diğerine giderken uzay gemisinin arızalanıp rotadan saparak paralel evrene / yan galaksiye vs sıçraması Nilüfer Çakar

Köy Enstitüleri Dosyası - Türk Rönesansı

  Hazırlayan: Ahmet Özgür Türen Destek Yayınları  1-3. Baskı, Haziran 2018  Kitaba dair en etkilendiğim yorumlara geçmeden önce Yaşar Kemal'den Köy Enstitüleri ile ilgili şu alıntıyla başlayayım: "Ben üç şeyle övünmesini isterim Türkiye'nin: Atatürk'ün gerçekleştirdiği kendine dönüş ve bağımsızlık politikası, köy enstitüsü kurucularından Hakkı Tonguç'un gerçekleştirdiği demokratik eğitim ve Nazım Hikmet'in getirdiği insancıl, ulusal şiir." Pakize Türkoğlu kız öğrencilerin okumasına karşı çıkanların ve köy kızları elden gidiyor diye propaganda yapanların arka planda taşıdıkları düşünceleri şu şekilde dile getirmektedir: "Çünkü onlar köy kızlarının ancak kendileri için hizmetçi, besleme, odalık olabileceklerine koşullanmışlardı. Çünkü köy kızları okursa ağaların çiftlik evlerinde elden ele, babadan oğula devredilen, örselenmiş, incitilmiş, iğfal edilmiş, dünyaları zindan edilmiş kadınları, kızları bulamayacaklardı. Meclis kürsüsünde, Enstitülerin kızlar...