Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KORE SANATINDAN KESİTLER

Açıkçası son zamanlarda Uzak Doğu sanatına ilgim artmış durumda. Kore Sanatı deyince aklınıza ne geliyor? Çin Sanatı ile ilgili biraz fikrim vardı. Kore Sanatının örneklerinden birkaçını da Contemporary İstanbul AB Gallery bölümünde gözlemleme fırsatı buldum. İzlenimlerimi birkaç kelimeyle tarif etmem gerekirse: renkli, doğal, içten, sade...rahatlatan ve insanı insana bir ayna gibi yansıtan bir yanı da var, efsanelerden esinlenen, doğaüstü başka bir yanı da... Sanatçılara gelince: Pop Artist Nancy Lang - Kendisi "the waking pop art" yani "ayaklı (yürüyen) pop art" olarak da tanınıyor. "Uninvited Dreams and Conflicts; Taboo Yogini Series" Venice Bienali ve New York Times Meydanını fethetti.  Min - Suk Cho: "Nostalgia in my Heart" Sangchul Won : "Invitation to Daily Life" Buyong Hwang: "Resurrection" www.buyong.com Jeamin Seung: Her work primarily express two themes. First, they express the beauty of female fertility. Second, sh...

CONTEMPORARY 2019'DAN İZLENİMLER...

Ergin İnan - 2019 TÜKT 100-150 cm  Bu sene Contemporary İstanbul 12-15 Eylül tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi, Lütfi Kırdar Rumeli Salonunda gerçekleşiyor. Öncelikle burada çağdaş sanat mı güncel sanat mı tartışmasına değinmeden direk konuya gireceğimi belirtmek isterim. Bu "çağdaş" ve "güncel" konusu ayrı bir yazının konusudur. Öte yandan halk arasında ve medyada "çağdaş sanat sergisi" olarak geçiyor. Ama tabi bu bir sergi değil. Bu bir nevi fuar. Tanıtım kataloğunda da Contemporary Istanbul Fuar Haritası olarak geçiyor. Neden böyle uzun bir girizgah yaptım? Çünkü bir şey hakkında fikir beyan edeceksek önce onun ne olduğunu az çok bilmemiz gerekir. Şimdi Contemporary İstanbul bir fuar olduğu için ben de bir sanat tarihçisi ve sanatsever olarak bu fuarı değerlendirmeye tabi tutacağım. Yalnız şunu da belirtmem gerekir ki yoğunluktan dolayı bu fuara yalnızca 2 saat ayırabildim. Fuar hakkında çok detaylı eleştiri yapabilmek için belki de bir tam gün...

HAZIRLIKLI OLMAK MI GÜNÜ KURTARMAK MI?

Kobiler özellikle de küçük çaptaki işletmeler için asıl amaç -deyim yerindeyse- “günü kurtarmaktır”. Bunda da haksız sayılmazlar. Çalışanların maaşlarının ve iş yeri kirasının ödenmesi, tedarikçilere ödemelerinin zamanında yapılması ve yeni müşteriler bulunması önemlidir. İş kesintisi veya afetler için hazırlıklar ise yapılacaklar listesinde kendine yer bulamaz. Eric Holdeman’ın Times Dergisi’nde 20 Ağustos 2006’da yayınlanan “Afetlere Neden Hazırlanmayız?” başlıklı yazısında bu durum şöyle özetlenmiştir: Konu afetler olunca genellikle inkârın dört aşaması vardır: Birincisi “Afet Olmaz”, ikincisi “Olsa da bana bir şey olmaz”, üçüncüsü “Benim başıma gelse bile o kadar kötü olmaz” ve sonuncusu “Afet olsa ve benim başıma gelse bile zaten durdurmak için bir şey yapmam mümkün olmayacaktı” şeklindedir. Yukarıdaki yaklaşımın çok da sağlıklı olmadığı açıktır. Bu nedenle aşağıdaki önlemleri almak işletmenin yararına olacaktır: Elektronik Verinin Yedeklenmesi: Küçük çapta işletmeler verilerini b...

SİBER GÜVENLİK HAKKINDA DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR

Siber güvenlik deyince doğru bildiğimiz yanlışlar nelerdir? 1. Siber güvenlik yalnızca Bilgi Teknolojileri (IT) bölümüyle ilgilidir.  Diyelim ki kırgın bir sistem yöneticiniz çekirdek uygulamanızı etkisiz hale getirdi ve en önemli veri tabanınızı iptal etti. Bu bir Bilgi Teknolojisi (IT) sorunu mudur? Hayır. Daha çok İnsan Kaynakları Departmanı’nın sorunudur. Peki BT güvenliği tarafından engellenebilir mi? Hayır. Çünkü bu görevdeki bir kişinin tüm sistemlerinize giriş izni vardır. Öyleyse bu tip bir senaryoyu engellemek, dönüp dolaşıp, elemanların nasıl seçildiği, onlara nasıl danışmanlık yapıldığı, ne tür resmi belgelerin imzalandığı ve firma içinde bu kişiye nasıl davranıldığı noktasına gelir. 2. Siber Güvenlik Üst Yönetimin İşi Değildir. Güvenlik sistemlerinin yatırım ve işgücü olmaksızın kurulması mümkün değildir. Ancak, firmanın üst yönetimi bu yatırımın gereksiz olduğunu düşünürse gerekli kaynakları sağlamayacaktır. Ayrıca üst yönetim güvenlik kurallarına uymazsa, örneğin bir...

İŞ SÜREKLİLİĞİ PROJESİ İÇİN YÖNETİMDEN NASIL ONAY ALINIR?

Üst yönetimin felaket kurtarma sitesi ya da iş sürekliliği planlarının uygulanmasıyla ilgili geliştirdiğiniz yeni yöntemi ilgiyle dinleyeceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yönetimin duymak isteyecekleri kar marjı, pazar payı, müşteri memnuniyeti, şirket stratejisi, maliyet düşürülmesi,… gibi kavramlardır. Yönetimin işe bakış açısı budur. Yönetimi değiştiremeyeceğinize göre kendinizi değiştirmelisiniz. Sizi anlamalarını istiyorsanız onların anladığı dilden konuşmalısınız. Eğer İş Sürekliliği Yönetiminin potansiyel faydalarını sunarsanız sizi anlayacaklardır. Sunumunuzda İş Sürekliliğinin Faydaları’na dair verebileceğiniz birkaç örneği sıralayacak olursak: İş Sürekliliği, faaliyetlerin ve hizmetlerin devamlılığını korur. İş Sürekliliği, müşteri güveni oluşturmaya yardımcı olur. İş Sürekliliği, kuruluş içinde güven inşa etmeye yardımcıdır. İş Sürekliliği, potansiyel hayat kurtarıcıdır. İş Sürekliliği, rekabet avantajı sağlar. İş Sürekliliği, yasa ve yönetmeliklere uyum kolaylıkları sağla...

KRİZ YÖNETİMİ Mİ FELAKETTEN KURTARMA MI?

ISO 22301 İş Sürekliliği Baş Denetçisi sertifikamı almadan az önce konuya çalıştığım sıralarda yazdığım yazıları sırayla paylaşmaya karar verdim :) Diyelim ki güç kaynağı yapılandırmasındaki bir sorun yüzünden veri merkeziniz çöktü. Satış ve müşteri desteğiniz etkisiz kaldı. Bunlar yetmiyormuş gibi Bilgi Teknolojileri ekibi de “kabul edilemez çalışma koşullarından” dolayı sizi işten ayrılmakla tehdit ediyor. Bu bir felaket midir kriz midir? Durumu ele alış biçiminiz arasında bir farklılık var mıdır? Yanlış cevap vermeniz durumunda işler daha da kötüleşecek midir? Kelime anlamlarını inceleyerek konuya açıklık getirebiliriz. Felaket nedir? Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre felaket “büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela” olarak tanımlanırken Oxford Sözlüğü’nde “Büyük zarar ve can kaybına yol açan ani kaza veya doğal afet” olarak tanımlanmış. Peki kriz nedir? Yine Oxford Sözlüğü’ne göre “Yoğun zorluk, tehlike zamanı” ya da “Zor veya önemli karar verilmesi g...

LANETLİ KOLİ

Bundan iki yıl önce online alışverişe dadanmıştım kısa bir süreliğine. Sonra bir gün cep telefonuma "Online alışverişlerinizden bilmemkaç bin TL değerinde koli kazandınız." diye bir sms geldi. Bir de sabit hatlı telefon numarası vermişler. Benim de basiretim bağlandı sanırım telefonu açtım. Nazik ve ince sesli bir kız açtı ikna edici şekilde konuştu. Ben de saf saf "Bakın dolandırıcılar var piyasada. Ben nasıl emin olacağım sizin şirketten?" diye sordum. O da telefonun sabit hat olduğunu ve dilersem firmanın websitesine bakabileceğimi söyledi. Bana sitenin adresini yolladı. Ben de eve gittim, siteyi inceledim. Güzel yorumlar, bir sürü resim vs. Tabi bu arada firmanın adresine baktım ama telefonunu, mailini kontrol etmedim. Her neyse sonuçta tekrar arayıp kıza koliyi alacağımı söyledim. O da hangi kargoyla göndereceğini söyledi. "Yalnız" dedi "Hediye kolisinde cep telefonunun 100TL lik bir vergisi var onu önden göndermeniz gerekiyor". Ben de halen...

HOW TO SUCCEED WITH LIMITED WILLPOWER

Sınırlı İrade ile Nasıl Başarılı Olunur? adlı bir e-kitap okumuştum. Şu anda yazarını hatırlayamadım. Aşağıda bu kitaptan aldığım notları paylaşıyorum: "1. Create an environment that is conducive to success. 2. Know what makes you happy. 3. Replace your old beliefs and find new success **Now decide on your one dream, be sure that you are willing to suffer for it with these five criteria: 1. 90% of the work for this dream will be hard. I am willing to suffer and sacrifice for it. 2. I will commit 100% of my time & energy to my dream. 3. I will give up things such as luxury goods and leisure time in order to reach my dream. 4. My dream will always excite me so much that I will happily overcome any hardships any obsctacles 5. I have what it takes to reach my dream. To be successful in anything, you need to get to the overlapped sweet spot of the three aspects: what you care, what you can do and what the world needs (where a bit of luck may be needed)" PS: This is an excerpt ...

ORTA ZEKALILAR CENNETİ

Zülfü Livaneli Doğan Kitap 1. Baskı: Aralık 2015 24. Baskı Şubat 2018 ISBN: 978 - 605 - 09 -3094 -8 Kitap Orta Zekalılar Cenneti ve Sanat Uzun Hayat Kısa Kitaplarının Yeni Baskısı için Not, Kaideyi Bozan Bir Sanatçıdan, Orta Zekalılar Cenneti, Aşk Egoyu Sever, Deryadan Habersiz Mahiler, Barış Çığlığı, Kar Altında, Çocuk Ustalığı, Daüssıla ve Sadelik ve İhtişam bölümlerinden oluşuyor. Önsözden Zülfü Livaneli'nin şu çok önemli tespitini alıntılamak istiyorum: "Orta Zekalılar Cennetini yazdığım yıldan bu yana, Türkiye'de ve dünyada çok şey değişti ama gözlemlerime göre "orta zekalıların" iktidar alanı daha da genişledi, neredeyse başa çıkılmaz bir ortak paydaya dönüştü. Toplum kaliteyi -deyim yerindeyse- kusmaya başladı, iyiliğin yerini kötülük, temizliğin yerini pislik, hakkın yerini haksızlık, kibarlığın yerini kabalık, ahlakın yerini ahlaksızlık alma yolunda epey ileri gidildi." Bu kitabı okuyalı bir yıl oluyor. Bugün bahsetmemin nedeni aslında gözlemlediğim...

LONG SHOT

Klişe bir romantik komedi olmaktan son anda kurtulmuş keyifli bir senaryo. Seth Rogen ve Charlize Theron çok değişik bir ikili oluşturmuş. Pazar gününe uyan hoşça vakit geçirmelik bir film. Tavsiye ederim :)

SENİNLE BAŞIM DERTTE

Film yolsuzluğa bulaşmış polis eşi yüzünden haksız yere hapis yatan masum bir adamla, polisin eşi arasında geçen kimi zaman komik, kimi zaman dramatik olayları anlatıyor. Fransız filmleri özellikle de romantik komedilerini oldum olası saçma bulmuşumdur. Bu kez filmde Audrey Tautou var diye bu fikrimin değişebileceğini düşündüm. Fakat yanılmamışım. Yer yer çok ilgisiz ve gerçekdışı bağlantılar ve sonuçlar var. Karikatürize bir film neredeyse. Övüldüğü kadar yok. Yine de siz bana bakmayın. Belki hoşunuza gider :)