Ana içeriğe atla

LANETLİ KOLİ


Bundan iki yıl önce online alışverişe dadanmıştım kısa bir süreliğine. Sonra bir gün cep telefonuma "Online alışverişlerinizden bilmemkaç bin TL değerinde koli kazandınız." diye bir sms geldi. Bir de sabit hatlı telefon numarası vermişler. Benim de basiretim bağlandı sanırım telefonu açtım. Nazik ve ince sesli bir kız açtı ikna edici şekilde konuştu. Ben de saf saf "Bakın dolandırıcılar var piyasada. Ben nasıl emin olacağım sizin şirketten?" diye sordum. O da telefonun sabit hat olduğunu ve dilersem firmanın websitesine bakabileceğimi söyledi. Bana sitenin adresini yolladı. Ben de eve gittim, siteyi inceledim. Güzel yorumlar, bir sürü resim vs. Tabi bu arada firmanın adresine baktım ama telefonunu, mailini kontrol etmedim. Her neyse sonuçta tekrar arayıp kıza koliyi alacağımı söyledim. O da hangi kargoyla göndereceğini söyledi. "Yalnız" dedi "Hediye kolisinde cep telefonunun 100TL lik bir vergisi var onu önden göndermeniz gerekiyor". Ben de halen vaziyete uyanmadım. Dedim ya basiretim bağlandı herhalde. Bunun bir promosyonu, ödülü filan herhalde bu koli diye düşündüm. Sonuç olarak ben kargomu almaya gittiğimde 100 TL'lik masrafı ödedim. Fakat kocaman bir hediye kolisi beklerken karşıma ne çıksa beğenirsiniz? Eciş bücüş, yamuk yumuk bir küçük kutu. İçinden de asla kullanmayacağım iğrenç kokulu ne idüğü belirsiz bir el kremi! Firmayı aradım yana yakıla "Bekleyenler arasında 35. sıradasınız" mesajı çıktı. İnatla bekledim 20 dakika telefonda sıra geldi. Açan kişiye söylendim önce. "Bir yanlışlık yok. Biz gönderdik kolinizi" deyince karşımdaki adam, çıldırdım sinirimden. "Sizi polise vereceğim" diye bağırmaya başladım. Normalde sessiz sakin biriyim ama enayi yerine koyulduğum o an kafama dank edince sigortalar attı tabi. Polis lafını duyunca adamlar telefonu meşgule vermeye başladılar. Sonra Tüketici Mahkemesine başvurmak için kaymakamlığa dilekçe vermeye gittim. Oradaki görevliye mesajdan bahsettim. O da gülümseyerek cep telefonunu çıkardı ve bana çevirip "Bu mesaj gibi bir şey mi?" dedi. Evet bana gönderilen sms'in ta kendisi. Lanet koli için toplu mesaj gönderiyormuş dolandırıcılar meğerse. Ben de lanet olsun deyip işin peşini bıraktım. Uzun lafın kısası online alışverişlerde sanırım verilen bilgiler bir şekilde elden ele geçiyor. İki seçeneğiniz var:

Ya bu belalı dolandırıcılarla uğraşacaksınız. Ama bu iş sandığınız kadar kolay değil. Çünkü adresler, telefonlar hep sahte. Ya da kaybettiğim sadece 100TL olsun deyip üzerine bir bardak soğuk su içeceksiniz.

Seçim sizin:)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar

Dijital Çağda Entelektüel Üretimin Paradoksu

  Günümüz kültürel ve entelektüel üretim ortamında, sanatçılar, bilim insanları ve yazınsal/düşünsel üreticiler, yaratıcı emeklerini görünür kılma zorunluluğu ile karşı karşıya. Dijital ve sosyal medya platformlarının hegemonik etkisi, üreticileri adeta birer pazarlamacı veya reklamcı gibi hareket etmeye mecbur bırakmakta; üretimin kendisi, görünürlük stratejileri ile şekillenen bir rekabet alanına tabi kılınmaktadır. Bu durum, J. S. Mill’in “yaratıcı özgürlük” ve Hannah Arendt’in “insani faaliyetlerin hiyerarşisi” üzerine kurduğu düşünceleri çağrıştıracak biçimde, derin çalışma, odaklanma ve içe dönük üretim süreçlerini sistematik olarak baskılamakta; dolayısıyla yaratıcı potansiyelin önemli bir kısmı, görünürlük ve tanıtım zorunlulukları için tahsis edilen zamana dönüşmektedir. Sosyal medyanın zorunlulukları, üreticileri kendi alanlarının dışındaki iletişim ve PR faaliyetlerine yönlendirerek, üretken zamanın ve yaratıcı enerjinin kaybına yol açıyor. Bourdieu’nün kültürel sermaye...