Ana içeriğe atla

50 LIFE AND BUSINESS LESSONS FROM OPRAH WINFREY



Hayat dersleri dünyaca ünlü, etkili ve başarısı tescillenmiş bir kadından gelirse kulak vermemek mümkün değil. Bu kitapları e-book olarak buldum. Açıkçası Oprah Winfrey'i yakından takip etmezdim. Programları yıllarca çok ses getiren, kitapları çıkmış bir iş kadını ve TV yıldızı olduğunu biliyordum elbette. Hatta Love and Marriage dizisinde Oprah ile ilgili espriler de çok yapılırdı. Fakat dediğim gibi hayatına dair detayların yaşam tecrübeleri ve biyografik anılarla anlatıldığı bu kitabın hepsini okumadım ama 50 yaşam dersini tek tek okudum ve beğendim. 

"Lesson 1: Economic poverty, however desperate, can be overcome. Just because you start with nothing does not mean that you are fated to always be poor.
......
Lesson 4: Education is the single most important means of creating ambition, and the means by which those ambitions can be realised
.........
Lesson 6: You can’t sit at home and expect opportunities to pop up there. You need to be prepared to move, sometimes long distances, in order to take the next step
..........
Lesson 10: Learning should be a life-long process. Whatever your age, and whatever your situation, you are never too old or too busy to learn something new.
..........
Lesson 38: People in conventional positions of power - politicians, military figures, and religious leaders - no longer exert as much influence as they did in the past. Ordinary people can spearhead significant change.
...........
Lesson 45: Do not underestimate the emotional impact of a relationship breakdown. Whether it has happened to you, or to someone you work with, be sensitive, supportive, and allow time to start to heal the trauma.
...........
Lesson 47: Relationships don’t have to be exciting all the time. Perhaps the most important thing is that you can depend on each other when things are tough. You can then enjoy the good times together even more.
..........
Lesson 48: Your friends have helped to make you the person you are today. Celebrate your friendship and support one another."

Kitap Yorumu 
Nilüfer Şen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar

Dijital Çağda Entelektüel Üretimin Paradoksu

  Günümüz kültürel ve entelektüel üretim ortamında, sanatçılar, bilim insanları ve yazınsal/düşünsel üreticiler, yaratıcı emeklerini görünür kılma zorunluluğu ile karşı karşıya. Dijital ve sosyal medya platformlarının hegemonik etkisi, üreticileri adeta birer pazarlamacı veya reklamcı gibi hareket etmeye mecbur bırakmakta; üretimin kendisi, görünürlük stratejileri ile şekillenen bir rekabet alanına tabi kılınmaktadır. Bu durum, J. S. Mill’in “yaratıcı özgürlük” ve Hannah Arendt’in “insani faaliyetlerin hiyerarşisi” üzerine kurduğu düşünceleri çağrıştıracak biçimde, derin çalışma, odaklanma ve içe dönük üretim süreçlerini sistematik olarak baskılamakta; dolayısıyla yaratıcı potansiyelin önemli bir kısmı, görünürlük ve tanıtım zorunlulukları için tahsis edilen zamana dönüşmektedir. Sosyal medyanın zorunlulukları, üreticileri kendi alanlarının dışındaki iletişim ve PR faaliyetlerine yönlendirerek, üretken zamanın ve yaratıcı enerjinin kaybına yol açıyor. Bourdieu’nün kültürel sermaye...