Ana içeriğe atla

KARAR VERDİM



KARAR VERDİM

Lale Saral Develioğlu

MediaCat CMO Society 

3. Baskı

İstanbul, 2015

ISBN: 978 - 605 - 4584 - 69 - 7

Kitabın tanıtım bülteni şu şekilde:

"Hepimizin karar verirken tereddütler yaşadığı, kararsız kaldığı, zorlandığı anlar vardır. İster çok kararlı, ister kararsız biri olun, hem iş hem de özel hayatınızda daha sağlıklı kararlar verebilmek için yapabilecekleriniz var. Lale Saral Develioğlu karar vermeyi balonla yapılan bir yolculuğa benzeterek hem kararlarımızı etkileyenleri fark etmemize hem de karar yolculuğuna çıkmak için cesaret toplamamıza yardımcı oluyor.


Seneler geçtikçe çoğalan tecrübelerin ustalıkla aktarımı…


Tüm yöneticiler için okunması gereken bir rehber niteliğinde olduğunu düşünüyorum."
-Mehmet Emin Karamehmet-


"Kitap öncelikle karar vermeyi anlatıyor. Kötü bir karar vermenin bile kararsız kalmaktan daha iyi olduğunu düşündüğüm için çok faydalı buldum. Bunca yıllık şirket ve kategori tecrübesi ile de anlatılması, konuyu çok anlaşılır kılmış. Balonun tepesi açık bölümü çok ilgimi çekti. İnsan öğretilerinin esiri olmamalı, bağımsız düşünebilmeli. Herkesin rahatça okuyabileceği bir kitap. Tavsiye ediyorum."
-Murat Ülker-"

Bu kitap da yeni okuduğum kitaplar arasında. Yazarın Unilever ve Turkcell'de çalışarak edindiği tecrübelerde karar verme mekanizmasını nasıl kullandığına dair ilginç örnekler içeriyor. Özellikle iş hayatındaki kişilere yön verecek türden bir kitap gibi gözükmekle birlikte - çünkü bu kitabı iş ve ekonomi bölümünde buldum kitapçıda - hayatın her alanında karar verme durumunda olan her insan için yol gösterici bir kılavuz niteliğinde. Ben mesela üniversitede "Karar Verme" diye bir yüksek lisans bölümü olduğunu bilmiyordum yurt dışında. Önemli bir mercide kritik görevlerde yer almış bir kişiden ciddi karar alma mekanizmaları ve tekniklerinin adını öğreniyorsunuz en azından bu kitabı okuyunca. Derinlemesine araştırma yapıp uygulamak istediğiniz karar yöntemini bulmak ise size kalmış :)

Kitap Yorumu
Nilüfer Şen  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar

Dijital Çağda Entelektüel Üretimin Paradoksu

  Günümüz kültürel ve entelektüel üretim ortamında, sanatçılar, bilim insanları ve yazınsal/düşünsel üreticiler, yaratıcı emeklerini görünür kılma zorunluluğu ile karşı karşıya. Dijital ve sosyal medya platformlarının hegemonik etkisi, üreticileri adeta birer pazarlamacı veya reklamcı gibi hareket etmeye mecbur bırakmakta; üretimin kendisi, görünürlük stratejileri ile şekillenen bir rekabet alanına tabi kılınmaktadır. Bu durum, J. S. Mill’in “yaratıcı özgürlük” ve Hannah Arendt’in “insani faaliyetlerin hiyerarşisi” üzerine kurduğu düşünceleri çağrıştıracak biçimde, derin çalışma, odaklanma ve içe dönük üretim süreçlerini sistematik olarak baskılamakta; dolayısıyla yaratıcı potansiyelin önemli bir kısmı, görünürlük ve tanıtım zorunlulukları için tahsis edilen zamana dönüşmektedir. Sosyal medyanın zorunlulukları, üreticileri kendi alanlarının dışındaki iletişim ve PR faaliyetlerine yönlendirerek, üretken zamanın ve yaratıcı enerjinin kaybına yol açıyor. Bourdieu’nün kültürel sermaye...