Dr. Bahar Tezcan
Küsurat Yayınları
Psikoloji
Hamur Tipi : 2. Hamur
Ebat : 13,5 x 19
İlk Baskı Yılı : 2019
Baskı Sayısı : 1. Basım
Kitabın tanıtım bülteni şu şekilde:
“Oysa bir ayrılıkla başladı hayat. Annenin güvenli bedeninden kopan insan, yaşamı da ölüm denen ayrılıkla terk edecek.”
“Geçmişi anlamak bugünkü ilişkileri anlamaktır. İmkânsızdan mümküne geçmektir.”
Biriyle karşılaştınız bir gün. Üzerinde sizi kendisine çeken mıknatıslar vardı. Kalbiniz öyle hızlı atmaya başladı ki, “İşte,” dediniz, “hayatımın aşkı.” Bir anda peri tozu serpildi hayatınıza. Çok mutlu oldunuz, onsuz yaşayamayacağınızı düşündünüz, sözler verdiniz birbirinize, hatta evlendiniz belki. “Ölüm bizi ayırana dek,” dediniz sesiniz titreyerek. Lakin masal burada bitmedi. Ne olduğunu anlayamadan hayatınıza serpilen peri tozlarında boğulmaya başladığınızı hissettiniz. Bir şeyler ters gidiyordu. Sevilmek için sürekli çaba sarf ediyor ama bir türlü karşılığını alamıyordunuz. Sizi hayatınızın aşkı olduğuna inandığınız kişiye çeken mıknatısların, geçmişinizde yaşadığınız acılar olduğunu anlayamadınız. Ama gitmesine de izin veremezdiniz çünkü küçük bir çocukken de terk edilmek en büyük korkunuzdu. Bağlandığınızı sandığınız kişinin bağımlısı olmuştunuz. İmkânsız bir ilişkinin çıkmaz sokağındaydınız artık. Peki, bu ilişki nasıl mümkün olacaktı?
Psikiyatrist Dr. Bahar Tezcan’ın ilişki bağımlılığı, narsist bireyle ilişki, evlilik gibi konular üzerine kaleme aldığı, çeşitli vakalar ve denemelerin vücuda getirdiği İmkânsız İlişkilerden Mümkün İlişkilere; bir solukta okuyacağınız, kendinizden, geçmişinizden, ilişkilerinizden de parçalar bulacağınız, kaçtığınız gerçeklerle yüzleşeceğiniz, terapi niteliğinde bir başucu kitabı."
Kitabı bilimsel bakış açısı yakalamış bir uzmandan olduğu için satın aldım. Yoksa piyasada ilişkilere dair satılan yüzlerce kitap var ama hiçbiri ciddiye alınacak cinsten değil.
Özellikle ilgimi çeken birkaç bölümden alıntı yapacağım:
"Acı sadece bir duygu. Bize ne söylüyor? Dili olsa da konuşsa nasıl sohbet ederdik onunla? Belki şunları söylerdi kalbimizin tüm açıklığıyla dinleyebilseydik: "Yeniden bir bütün olabilmen için buradayım. Parçalanmaya yüz tutmuş tarafına sinyal vermek için gönderildim. Diyorum ki buraya daha dikkatli bak. Haydi buraya biraz daha emek verelim ve tekrar bir bütün olalım. Eğer ben - yani acı duygun - olmasaydım sen iyi hissetme yanılsamasıyla kimbilir kendini ne kadar kaybedecektin. Kendin olmadığın şekilde davranacak ve yaşayacaktın. Oysa ben sana diyorum ki ben acı duygusu olarak senin savunma mekanizmanım hayata karşı. Tekrar canlanabilmen ve kendini hatırlayabilmen için..." Bize bu kadar derin öğretilerle gelen bir duyguyu reddetmek yerine onun sesini dinlemek daha anlamlı olmaz mı?"
Bir de son zamanlarda çok yanlış anlaşılan "Affetmek" kavramına dair yazarın söylediklerine kulak verelim. Son derece güzel açıklamış affetmek nedir, ne değildir?
"Affetmek kelimesi şimdi sokak satıcılarının tezgahlarında pazarlanıyor çünkü doğru anlatılamadı. Bu yüzden de öfke uyandırdı. Sağ yanağımı da uzatmalıyım yani soluma zarar verene? Hayır, elbette değil. Affetmek kin gütmemektir. Çünkü kin iyileşmeye yönelik olmayan işlevsiz ve başıboş bir kavramdır. Zararlı bir mantar gibi süreçten faydalanarak üremiştir sadece. Affetmekse insan olma sürecinin temel taşıdır. Olanı biteni anladım, gerçekliği kabul ettim, insan sınırlılıklarını gördüm, her şeye hakim olamayacağımı ve bazı insanların erdem yoksunluğundan bazılarınınsa iyi niyetlerine rağmen becerememesi nedeniyle bana zarar verdiğini gördüm demektir. Ben yoluma devam ediyorum ve bana zarar vereni, beni inciteni geçmişte bırakıyorum diyebilmektir. Affetmek acıyı, öfkeyi hissedip neden yaşadığını analiz edebilmektir. Affetmek karşındakinin de kendinin de insan olduğunu, insana dair her türlü tuhaflıkla, acizlikle, hırçınlıkla, eksiklikle muhatap olabileceğini kabul etmektir. İlişkilerin kazançlar kadar kayıplar verdireceğini ve varlığımıza yaklaşan herkesin, eklemeler, çıkarmalar yapabileceğini bilmektir. Affetmek yalnızca açlıktan ve mahrumiyetten dolayı koştuğumuz zararlı mantarlardan uzak durmak demektir. Affetmek kendine güvenmektir. Gidene veda edebilmek ve onu geleceğine almamaktır."
Bu ve bunun gibi derin içgörülerin ve yaşanmış örneklerin verildiği kitabı beğenerek okudum.
Kitap yorumu
Nilüfer Şen
Yorumlar
Yorum Gönder