Çağrı merkezlerindeki insanları hoş görmek lazım. İşleri hiç kolay değil. Hiç ilgilenmediğim bir konu bile olsa en azından nazik bir dille "bilgilendirme için teşekkürler ama ilgilenmiyorum" derim. Karşımdaki de "Ama neden ilgilenmiyorsunuz sorabilir miyim?" der. Siz o aşamada yemi yutup birtakım bahaneler, sebepler sıralarsınız. Onlar da karşı atağa geçer. Sizi ikna etmek için bir dizi soru, süreç ve prosedürleri vardır. Bunları uygulamak onların vazifesidir. Anlamak gerek. Mesela ben bugün ısrarla arayan bir arkadaşa "Ben kredi kartı kullanmıyorum. Kişisel sebepler" dedim. "Niye kullanmadığınızı öğrenebilir miyim?" dedi. "Bu çok uzun bir hikaye, şimdi nasıl anlatsam nerden başlasam?" babında birşey söyledim. Sonuçta da "Size iyi günler iyi çalışmalar dilerim." diyerek telefonu usulca kapattım. Bir de ses tonu meselesi var. Bir insan telefonda karşısındakinin gülümsediğini veya kızgın olup olmadığını ses tonundan anlayabilir ve duruma göre mutlu olur veya strese girer. O yüzden çağrı merkezinde çalışan personel daima güleryüzle telefon açmak zorundadır. Bu ise onları paradoksal biçimde uzun vadede mutsuz yapar. O nedenle bir daha bir çağrı merkezi yetkilisine bağırıp çağırmadan ya da onları fırçalamadan önce bu insanların ne zor şartlarda çalıştığını hatırlamak gerek. Naçizane fikrim bu :)
Sevgili İçerik Üreticisi Dostum, “Dostum” diyorum, çünkü seni hiç tanımasam da niyetlerini, egonu, gizli kıskançlıklarını ve hangi açmazlardan geçmekte olduğunu çok iyi seziyorum. Yolların, daha önce pek çok benzerinin geçtiği tanıdık patikalara çıkıyor. 2003’ten bu yana yayın dünyasında, fikir hırsızlığından intihale, kopyadan taklide türlü girişimlere şahit olmuş ve maruz kalmış biri olarak diyorum ki sandığın kadar “görünmez” değilsin. “Az takipçili bir çevirmen / editör fikirlerinin çalındığını anlamaz, anlasa da ispatlayamaz” diye düşünüyorsun. Yanılıyorsun :) Bu yanılgının sonuçlarını bir kısmı hâkim karşısında, bir kısmı da arabuluculuk masasında acı şekilde öğrendi. Sosyal medyada ve bloğumda paylaştıklarım buzdağının yalnızca görünen kısmı. Daha fazlası var ve doğru zamanda, doğru yerde ortaya çıkmayı bekliyor. Sen de biliyorsun ki kendi birikimin yetersiz; sosyal çevre ve imkanların da seni sadece bir yere kadar taşıyor. O yüzden sağa sola bakınıp “ne koparabilirim” ...
Yorumlar
Yorum Gönder