Ana içeriğe atla

SİTÜASYONİST ENTERNASYONAL




ALTIKIRKBEŞ YAYIN

Sitüasyonist Enternasyonal
1.baskı: Ekim 2008
Yayın Yönetmeni
Kaan Çaydamlı
Dizi Yönetmeni
Şenol Erdoğan
Kapak Tasarımı
Erol Egemen
Baskı
Umut Matbaacılık
(0-212) 637 04 11
ALTIKIRKBEŞ YAYIN
Sertifika no: 10860

Kadıköy’ün yağmurlu ve puslu sokaklarında hazırlanan
bu kitap sizi uçurumdan aşağı atabilecek güce sahip olabilir.
Herhangi bir şekilde ve özellikle izinsiz olarak iktibas edildiğinde
Kadıköy’ün o bilinen, serin ve rutubetli lâneti, yıllar boyunca bunu yapanı
takip eder, saçları dökülür, rüyasında sürekli olarak Kadıköy sokaklarından
akın akın geçerek yıllık intiharlarını
gerçekleştirmeye giden lemur sürüleri görür
ve derin bir yalnızlığa gömülür.

ALTIKIRKBEŞ YAYIN
bir Kaybedenler Kulübü tribidir.

Kitabın girişinde içimize su serpen şu ibareye güvenerek gönül rahatlığıyla alıntılar yapacağım:) Gerçi ben bu kitabı e-book olarak satın almıştım internetten o ayrı :))


"Son olarak, kitabın yazarları da çevirmenleri de eserlerinin yayın haklarını ÖZGÜR BIRAKMIŞLARDIR. Bu kitabın hiçbir hakkı mahfuz vs değildir. Arka kapakta yer alan linkten de isteyen indirebilir."

Kitap s.e’nin sunumu, s.e’ye temel giriş, s.e’ye marksist giriş, sitüasyonizm toplumu, sitüasyonizm nedir, sitüasyonistlere punk bakış bölümlerinden oluşuyor.

Kimlerdir Sitüasyonist Enternasyonaller?

Jan D. Matthews
Ken Knabb
Guy Debord
Guy Bodson
Bill Brown


"Her halükarda, 1957’de İtalya’da vücut bulan ve muhalif olmak uğruna ellerinden geleni yapmalarına rağmen, üyelerinin birer şöhret olmaya başladığını anlayınca 1971’de dağılan, kasten muğlak ama çok etkili olan bir grup avangart sanatçıdan ve aşırı solcu şahsiyetten oluşan Sitüasyonist Enternasyonal’e (SE) hatırı sayılır bir ilgi vardır."


Sitüasyonist Enternasyonal 1957’te “International Movement for an Imaginative Bauhaus”, “The Lettrist International” ve “The London Psychogeographic Society” olarak adlandırılan birkaç grubun birleşmesiyle oluşan politik ve sanatsal yönü olan bir gruptu.

Ana felsefeleri, kendileri tarafından “üniter bir çevrenin ve olayların bir oyununun kolektif örgütü tarafından somut ve kasıtlı bir şekilde inşa edilen bir hayat anı” olarak tanımlanan durumların yaratılmasıydı.

Onları çevreleyen gelişmekte olan kapitalist dünyayı büyük ölçüde eleştiriyorlardı ve tüketim mallarının promosyonuna ve bu ürünlerin vaat ettiği “yüksek hayat standardına” karşı ciddi bir hoşnutsuzluk duyuyorlardı. Ana karakterlerden biri olan Guy Debord insanlar arasındaki ilişkilere hükmeden ve toplumumuzu onun müşterilerinden biri haline getiren günlük hayat gösterisinin yerine geçen “Gösteri Toplumu” kavramını türetti.

İşe “Internationale Situationiste” dergisini yayınlayan, ağırlıklı olarak sanatsal yönü olan bir grup olarak başlayan yapı, derginin diğer bölümleri başka ülkelerde oluşturulmasına rağmen, Paris’te Ren’in batısı olarak adlandırılan alan civarında toplanmıştır. Belirttiğimiz ve belirteceğimiz gibi; Sitüasyonistler tarafından yazılan iki başyapıt; Guy Debord’un “Society Of The Spectacle”’ı ve Raoul Vaneigem’in “The Revolution Of Everyday Life”’ıdır. 

Guy Debord'un Gösteri Toplumu'nu okumayan kalmamıştır sanırım. Ben de okumuştum temel metin olarak. Ancak filmi de varmış. (Fransızca /Alt yazılısını bulamadım henüz) Link aşağıda yer alıyor:

https://www.youtube.com/watch?v=IaHMgToJIjA














Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hakikati Arayanlar Fikir Hırsızlarına Karşı

  Sevgili İçerik Üreticisi Dostum, “Dostum” diyorum, çünkü seni hiç tanımasam da niyetlerini, egonu, gizli kıskançlıklarını ve hangi açmazlardan geçmekte olduğunu çok iyi seziyorum. Yolların, daha önce pek çok benzerinin geçtiği tanıdık patikalara çıkıyor. 2003’ten bu yana yayın dünyasında, fikir hırsızlığından intihale, kopyadan taklide türlü girişimlere şahit olmuş ve maruz kalmış biri olarak diyorum ki sandığın kadar “görünmez” değilsin. “Az takipçili bir çevirmen / editör fikirlerinin çalındığını anlamaz, anlasa da ispatlayamaz” diye düşünüyorsun. Yanılıyorsun :) Bu yanılgının sonuçlarını bir kısmı hâkim karşısında, bir kısmı da arabuluculuk masasında acı şekilde öğrendi. Sosyal medyada ve bloğumda paylaştıklarım buzdağının yalnızca görünen kısmı. Daha fazlası var ve doğru zamanda, doğru yerde ortaya çıkmayı bekliyor. Sen de biliyorsun ki kendi birikimin yetersiz; sosyal çevre ve imkanların da seni sadece bir yere kadar taşıyor. O yüzden sağa sola bakınıp “ne koparabilirim” ...

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar