Ana içeriğe atla

DİKKAT TACİRLERİ




DİKKAT TACİRLERİ 
İnsan Zihnine Girmek İçin Verilen Amansız Mücadele 


Tim Wu 

The Kitap İletişim Medya 

1. Baskı, The Kitap Ağustos 2017 

445 Sayfa

35 TL

ISBN: 978 - 605- 67221 - 6 - 5 


Ağ tarafsızlığı kavramıyla ünlü Tim Wu hem politik bir savunucu hem de Columbia Üniversitesi İletişim Hukuku profesörüdür. 2006'da dünyanın önde gelen bilimsel yayın organlarından Scientific American Dergisi tarafınsan bilim ve teknoloji alanının 50 liderinden biri seçilmiştir. 2007'de Harvard Mezunlar Dergisi onu "Harvard'ın en etkili 100 Mezunu" arasında göstermiştir. 

Tim Wu Dikkat Tacirleri adlı kitabının önsözünde şu çarpıcı satırlara yer vermiştir:

"Dikkat tacirlerinin başarısı, serpilip büyümesi gerçek anlamda en çok dikkati dağınık bir topluma bağlıdır, çünkü doğamız gereği dikkatimiz dağınıkken bize satılmak istenen şeye, bize empoze edilmek istenen algıya kolayca rıza gösteririz. Kitap okumak, bir müzik enstrümanı çalmak ya da yalnızca derin düşüncelere dalmak gibi derin konsantrasyon gerektiren durumlar, bizim sürekli açık hava ilanlarına bakmamızı, sürekli araya reklamların girdiği kısa televizyon şovları izlememizi ya da "90'larda Playboy tarafından geri çevrilen ünlüler" sekmesini tıklamadan duramamamızı talep eden dikkat tacirlerinin arzu ettiği şeyler değildir. Yaşadığımız çağın, en azından Batı dünyasında, dikkat krizlerinden muzdarip olduğumuz, hatta dikkat dağınıklığına yenik düştüğümüz bir dönem olması da tesadüfi değildir. "Homo distractus" yani "dikkati dağınık insan ırkı" terimiyle ifade edilen günümüz insanı, insanlık tarihinde rastlanan en kısa dikkat koruyabilme süresine sahiptir ve sürekli elektronik aletlerini kontrol etmek için karşı konulmaz bir dürtüsellik içindedir. Bilgisayarın başına yalnızca bir e-posta okumak için oturup, reklamlarla, tıklamamız için çekici tuzaklarla dolup taşan uzun saatlerin ardından kendimize geldiğimizde onca vaktin nasıl uçup gitmiş olduğunu merak etmeyenimiz var mı?
....Sebebi ister ailemizle yediğimiz bir akşam yemeği olsun ister ormanda çıkacağımız uzun bir yürüyüş, endüstriden uzak geçecek her dakika dikkat tacirleri için büyük bir kayıptır. Bu yüzden dakikalarımızı diğer insanlardan mümkün mertebe uzak, çeşitli boyut ve şekillerdeki ekranlara bakarak geçirmemiz yönünde sürekli baştan çıkarıcılara, bazen de alenen zorlamalara maruz kalırız."

Dikkat Tacirleri Giriş: İşte Dönen Tezgah, Göz Alıcı Modernliğin Üstatları, Zaman ve Mekanın Fethi, Üçüncü Ekran, Ünlü Olmanın Önemi ve Enayi Yerine Konmaya Hayır adlı beş bölümden oluşmaktadır. 

Tim Wu tarihsel çerçevede reklamcılık, satış, pazarlama, propaganda, etkileme yöntemleriyle insan zihninin nasıl esir alınarak, yönlendirildiğini, davranışlarının ve kararlarının nasıl manipüle edildiğini dehşet verici boyutlarıyla bu kitabında gözler önüne sermektedir. George Orwell'in 1984'ünü, Aldous Huxley'in Brave New World (Cesur Yeni Dünya) kitaplarını okuduysanız bilimkurgunun gerçeğe dönüştüğü bir çağda yaşadığımızı dehşetle fark edeceksiniz. Belki de bazı şeylerin farkındasınız ama rahatsızlığınızın, huzursuzluğunuzun adını koymakta güçlük çekiyorsunuz. O zaman bu kitap tam size göre. Okuyun, okutun.

Kitap Değerlendirmesi: Nilüfer Şen 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar

Dijital Çağda Entelektüel Üretimin Paradoksu

  Günümüz kültürel ve entelektüel üretim ortamında, sanatçılar, bilim insanları ve yazınsal/düşünsel üreticiler, yaratıcı emeklerini görünür kılma zorunluluğu ile karşı karşıya. Dijital ve sosyal medya platformlarının hegemonik etkisi, üreticileri adeta birer pazarlamacı veya reklamcı gibi hareket etmeye mecbur bırakmakta; üretimin kendisi, görünürlük stratejileri ile şekillenen bir rekabet alanına tabi kılınmaktadır. Bu durum, J. S. Mill’in “yaratıcı özgürlük” ve Hannah Arendt’in “insani faaliyetlerin hiyerarşisi” üzerine kurduğu düşünceleri çağrıştıracak biçimde, derin çalışma, odaklanma ve içe dönük üretim süreçlerini sistematik olarak baskılamakta; dolayısıyla yaratıcı potansiyelin önemli bir kısmı, görünürlük ve tanıtım zorunlulukları için tahsis edilen zamana dönüşmektedir. Sosyal medyanın zorunlulukları, üreticileri kendi alanlarının dışındaki iletişim ve PR faaliyetlerine yönlendirerek, üretken zamanın ve yaratıcı enerjinin kaybına yol açıyor. Bourdieu’nün kültürel sermaye...