Ana içeriğe atla

HAYALİNİ YORGANINA GÖRE UZAT



HAYALİNİ YORGANINA GÖRE UZAT 

Prof. Dr. Acar Baltaş 

Remzi Kitabevi 

1. Basım: Aralık 2007
13. Basım: Eylül 2018 

ISBN 978 - 975 - 14 - 1494 - 6

Prof. Dr Acar Baltaş kitabın amacını :

* Daha fazla çaba göstermek için istekli olmak
* Değişmeyecek "olmuş olana" değil, değiştirilebilecek "olacak olana" odaklanmak
* Dış koşullar zorlamasa da, daha iyisini yapmak için kendiliğinden istek duymak
* Sert veya kaba olmadan kararlı olmak, istediklerini çatışmadan elde etmek vb tutumları benimsemenizi ve hayatınızın bir parçası haline getirmenizi sağlamak olarak özetlemiştir. 

Kitap, Motivasyon Ticareti, Yürekten Adanma ve Tutkuyla Çalışma, Olumlu ve Yapıcı Tutum, Başarı Yönelimi ve Yenilikçilik ve İlişkileri Yönetme ve İyi Geçinme Becerileri adlı bölümlerden oluşmaktadır.

Yazara göre yüksek performansın ve başarının temelinde zamanın değil enerjinin kullanılış biçimi yatıyor. Gerçekten de gerek iş hayatımızda elde ettiğimiz başarı, gerekse özel hayatımızın kalitesi harcadığımız zamana değil enerjimizi nasıl kullandığımıza bağlıdır. Enerjiyi doğru miktar, nitelik ve yoğunlukta esas amaçlarımıza odaklayamadığımız taktirde elde edeceğimiz sonuç, potansiyelimizi temsil etmeyecektir. 


Kitap uzun zamandır kişisel gelişim adı altında insanları temelsiz bir motivasyonla yanlış yola sevk eden kıymeti kendinden menkul uzmanların gerçek yüzünü meydana çıkarmakla kalmıyor aynı zamanda Secret (Sır) adlı kitabın Çekim Yasası adlı kuramının gerçeklerden ne denli uzak olduğunu bilimsel olarak kanıtlıyor. Bunun yanısıra astrolojinin neden bir bilim olmadığını örneklerle ortaya koyuyor. İş ve özel yaşamda başarı ve mutluluğun pratik formüllerini vermeye çalışırken bunların bir reçete olmadığını da ekliyor. 

Kitap Değerlendirmesi: Nilüfer Şen










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar

Dijital Çağda Entelektüel Üretimin Paradoksu

  Günümüz kültürel ve entelektüel üretim ortamında, sanatçılar, bilim insanları ve yazınsal/düşünsel üreticiler, yaratıcı emeklerini görünür kılma zorunluluğu ile karşı karşıya. Dijital ve sosyal medya platformlarının hegemonik etkisi, üreticileri adeta birer pazarlamacı veya reklamcı gibi hareket etmeye mecbur bırakmakta; üretimin kendisi, görünürlük stratejileri ile şekillenen bir rekabet alanına tabi kılınmaktadır. Bu durum, J. S. Mill’in “yaratıcı özgürlük” ve Hannah Arendt’in “insani faaliyetlerin hiyerarşisi” üzerine kurduğu düşünceleri çağrıştıracak biçimde, derin çalışma, odaklanma ve içe dönük üretim süreçlerini sistematik olarak baskılamakta; dolayısıyla yaratıcı potansiyelin önemli bir kısmı, görünürlük ve tanıtım zorunlulukları için tahsis edilen zamana dönüşmektedir. Sosyal medyanın zorunlulukları, üreticileri kendi alanlarının dışındaki iletişim ve PR faaliyetlerine yönlendirerek, üretken zamanın ve yaratıcı enerjinin kaybına yol açıyor. Bourdieu’nün kültürel sermaye...