Son dönemlerde piyasada haddinden fazla dergi türedi. Kimi edebiyat dergisi olduğunu iddia ediyor. Kimi derginin de hiçbir iddiası yok ama gereğinden fazla okuyucusu var. İçerik desen hak getire. İki kelimeyi yan yana koyunca şiir yazdık sananlar, ağdalı cümleler kurarak felsefe yaptık diyenler, düşük cümleler, mantıksız, bağlamsız tespitler (?)...ne ararsanız var anlayacağınız.
Şimdi ben de düşündüm taşındım. Bu yazar, şair, filozof geçinen bazı zatı muhteremlerden aşağı kalır bir yanım olmadığına karar verdim. Artık onların dilinden konuşacağım. Aşağıda da edebi birtakım paralamalar ve paralanmalar paylaşacağım. Bu tür muhteşem dergilerde yazmak için tekliflere açığım :)
Paralama 1: Çaya atılan karanfil gibidir bazı insanlar. Yokluğunu anlamasanız da varlığı keyif verir.
Paralama 2 : Ferahlatırken ciğerimi dağlayan mentollü sigara gibisin sevdiceğim.
Paralama 3 : İlişkimiz kurşun kaleme benziyordu. 3B değil ama HB idi.
Paralama 4 : Durgun sularda seyreden dingin bir kaptandın sen
Paralama 5: İçindeki kokulu silgimi çalan, saçımı çeken çocuğu büyütebildin mi bari?
Paralama 6 : Dumanlı dağları bilmem ama balıkçı ağları benim meskenim
Paralama 7 : Salaş bir meyhanede oturalım senle bir akşam. Sen balıkçıları izle ben de seni...
Paralama 8 : Geldim sen yoktun. Gittim sen geldin. Ne ettin sevdiğim? Kırıldı bak kalbim
Paralama 9 : Tanrım "Yürü ya kulum" dedi "Koşma düşersin" diye de ekledi
Paralama 10 : Hüznün çapraşık dehlizlerinde kaybolduğumda buldum dehşetengiz gözlerinin rengini
Sanırım bu tür dergilerde yazabilecek kadar birikimim olmuş. Ne dersiniz?
Not: Blogumda herhangi bir kitap veya dergi adından bahsediyorsam onu beğeniyorum demektir. Olumsuz birtakım eleştiriler yapsam dahi eleştiri yapmaya değer derecede dikkatimi çekebilmiş ve belli bir düzeyde değerli olduğunu gösterir bu o yayının. Yukarıda bahsettiğim tarz yayınlarınsa değeri......boşlukları siz doldurun ;)
Yorumlar
Yorum Gönder