Ana içeriğe atla

SİHİRLİ MUTFAK


Gülhan Kara 

Alfa Yayınları 

1.Basım: Ekim 2008
2. Basım: Mayıs 2011

ISBN: 978 - 605 - 106 - 033 - 0 

400 Sayfa

"Tamamı denenmiş, yapımı kolay, lezzetli ve sağlıklı 300 tarif"  

Evet bu kitabı Gülhan Kara'nın Gümüşsuyu'ndaki Chef's İstanbul Mutfak Atölyesi'ne devam ettikten sonra almıştım. Ara ara da yemek yaparken halen başvurduğum kitaplardandır. Şu ana kadar gitmediğim kurs kalmadı diyebilirim. Autocad, dil kursları, sertifika programları bir yana gittiğim kurslardan en sevdiklerimden biri Power Latin dans kursu diğeri de bu Yemek Atölyesiydi. Hatta fırsatım olursa yine böyle bir atölyeye katılmayı düşünüyorum. 

Düşünsenize atölyede dikdörtgen bir masanın etrafında her yaştan ve kesimden insan oturmuş yumurta kırıyor, un eliyor, kek yapıyor. Sonra ocak başına geçiyor çorbasından etli yemeğine ve pilavına dört başı mamur bir akşam yemeği çıkarıyor. O kadar zevkli bir deneyim ki anlatamam. Ben bu yemek kursundan önce de kendi kendime çat pat birşeyler yapıyordum ama bu atölyeden sonra hemen herşeyi bir tariften göz kararı ve el yordamıyla yapabilir hale geldim. Çünkü hem teknik hem de el becerisi kazandım. Bir keresinde bütün sınıf bir fırının başında toplanıp ilk kekimizin olup olmadığını anlamak için sanki atomu parçalayan bilim insanı edasıyla dikkat kesilmiştik. Ancak mutfak da öyle birşey. Bir dakika boş bırakmaya gelmez. Ocağın ısısını ayarlama, hangi malzeme hangisiyle gider, neyi neden önce veya sonra koyman gerekir, soğan nasıl doğranır, domates nasıl rendelenir, patates kaç şekilde kesilir, zamanlama, ayarlama, planlama bunlar başlı başına bir sanat değil de nedir?

Kurstan sonra güzel bir sohbet eşliğinde yaptığımız çorbaları içer, kalan yemekleri kaplarımıza koyup evin yolunu tutardık. O günler annemin en sevdiği günlerdi çünkü bir öğünü benim yaptığım yemeklerle geçiştirebiliyordu :D Artı kimse de zehirlenmedi. Özellikle revani konusunda başarılı olduğumu söylerler. Ancak şimdilerde kilo kontrolü nedeniyle fazla yapmıyorum. 

İnsanın en büyük keyiflerinden biri kendi hazırladığı yemekleri yemesiyse bir diğeri de dostlarını bir yemek sofrasında ağırlaması olsa gerek :) 

Bu bayram gününe yakışır ne paylaşım yapabilirim diye düşünürken aklıma yine en birleştirici bütünleştirici ve sıcak mekanlardan biri olan mutfak sohbetleri ve dostlarla buluşulan akşam yemekleri geldi. 

Herkese mutlu bayramlar 

Nilüfer Şen 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar

Dijital Çağda Entelektüel Üretimin Paradoksu

  Günümüz kültürel ve entelektüel üretim ortamında, sanatçılar, bilim insanları ve yazınsal/düşünsel üreticiler, yaratıcı emeklerini görünür kılma zorunluluğu ile karşı karşıya. Dijital ve sosyal medya platformlarının hegemonik etkisi, üreticileri adeta birer pazarlamacı veya reklamcı gibi hareket etmeye mecbur bırakmakta; üretimin kendisi, görünürlük stratejileri ile şekillenen bir rekabet alanına tabi kılınmaktadır. Bu durum, J. S. Mill’in “yaratıcı özgürlük” ve Hannah Arendt’in “insani faaliyetlerin hiyerarşisi” üzerine kurduğu düşünceleri çağrıştıracak biçimde, derin çalışma, odaklanma ve içe dönük üretim süreçlerini sistematik olarak baskılamakta; dolayısıyla yaratıcı potansiyelin önemli bir kısmı, görünürlük ve tanıtım zorunlulukları için tahsis edilen zamana dönüşmektedir. Sosyal medyanın zorunlulukları, üreticileri kendi alanlarının dışındaki iletişim ve PR faaliyetlerine yönlendirerek, üretken zamanın ve yaratıcı enerjinin kaybına yol açıyor. Bourdieu’nün kültürel sermaye...