Ana içeriğe atla

OTODİDAKT MI DEDİNİZ?



"Otodidaktizm" kelimesini duydunuz mu? Bu, otomatik (Yunanca: kendi kendine,aynı) ve didaktizm (eğitim, öğrenme) köklerinden yapılan bileşik bir kelimedir. Dolayısıyla, otodidaktizm, "öz-eğitim" anlamına gelir - yeni anlayışlar, beceriler veya bilgiler elde etmek için kendinizi bir bilgi grubuna gönüllü olarak sokma süreci.

Başka bir deyişle, kendinize bir şeyler öğrettiğinizde kendinizin öğretmeni olduğunuz düşünülebilir. Özetle otodidakt olmak budur.

Bir otodidakt eleştirel ve isteyerek bilgi isteyen, bilgiyi arayan kişidir. Otodidaktizm tanımı gereği, öz-eğitimcinin yeni bilgi toplayan, işleyen ve kullanan, özel ve kendi kendine öğretme/öğrenme sürecidir.

Herkes otodidakt olabilir! 8 yaşındaki meraklı bir kız, kitap ya da dergi sayfalarını karıştırıp okuyarak anlamaya çalışıyorsa, otodidaktik bir eğilim sergiliyor demektir.

Bir kişi, özel bir ortamda yeni bilgi edinmek için odaklanmış bir girişimde bulunduğu zaman, bu, otodidaktizm olarak düşünülür. Dolayısıyla, genelde, bir kişi bir şeyler öğrenmek için bir motivasyon veya isteklilik ifade ettiğinde, o bir otodidakt demektir.

Ünlü otodidaktlar arasında Hermann Hesse, Earnest Hemingway, Leonardo Da Vinci, Henry Ford, Michael Faraday gibi İsimleri sayabiliriz.
  • Otodidakt, kendini eğiten, aynı anda öğretmen ve öğrenci olan biri
  • Otodidaktizm çoğunlukla gayri resmi ve özel olarak yürütülür, ancak bir otodidakt, öğrenilenleri detaylandırmak veya meydan okumak için başkaları ile istişare edebilir ve tartışabilir.
  • Otodidaktizm bir kişinin hayatının herhangi bir noktasında başlayabilir ve istenildiğinde sona erer(ya da bitmez).
  • Otodidaktizm kitaplarla sınırlı değildir; işçilik becerilerinden tarihe ve astronomiye kadar neredeyse her malzeme uygun bir bilgi kaynağı olarak düşünülür.
  • Otodidaktizm, kişinin diğer kaynakların (okul, aile, arkadaşlar) daha ötesinde bilgi edinme ihtiyacından kaynaklanır.
  • Otodidaktizm, insanın merak uyandırıcılığının, yaşam boyu öğrenmeyi bir disiplin ya da konu üzerine tutkuyla bağlı olmanın sonucudur.

Otodidaktizmin temel özellikleri

  • Kendi kendine öğrenen bir otodidakt öğrenimleri üzerinde tam kontrole sahiptir(konudan derinliğe, çalışma saatlerine ve öğrenme yaklaşımına kadar).
  • Otodidaktizm genellikle kişinin tutkusu ve bilgi açlığından etkilenir.
  • Geleneksel eğitim ortamlarının aksine, otodidaktizm bilinçli, kendi kendine empoze edilen bir etkinliktir ve öğrenci bundan büyük zevk alır.
Nasıl otodidakt olunur?
Hayatının bir noktasında herkes otodidaktizmle tanışmıştır. Okulda bir şiir okuduktan sonra halk kütüphanesine gidip o yetenekli sanatçının çalışmalarının daha fazlasını okumak, bir arkadaşınızın sabun yapma yeteneğinden esinlenmenizin ardından sabun yapmayı öğrenmek için YouTube videolarını izlemek, hatta yeni bir tarifi denemek - bunların hepsi otodidaktizme örneklerdir.

Tutku ile ilgileneceğiniz bir hobi, sanat, disiplin, zanaat veya spor dalı bulun. Bunda ustalaşmanın ilk adımı, var olan literatür ve belgeleri derinlemesine incelemektir. Kitaplardan ve çevrimiçi makalelerden videolara ve uzmanlarla olan tartışmalara kadar her şey olabilir.

Otodidaktizm, uygun, güçlü bir hafızanız olduğunda son derece gelişir. İyi bir bellek, derinlemesine kritik işlemler için daha sık hatırlatarak kendi adımınıza göre yeni bilgileri işlemenize ve anlamanıza yardımcı olur.

Otodidaktizm kazanmak tamamen faydalı bir alışkanlıktır. Size sevdiğiniz ve tutkuyla bağlı olduğunuz gerçek ilgi alanlarınızdan öğrenmenize fırsat vererek daha nitelikli bir kişi olmanıza yardımcı olur. Kendi kendine öğreten ve öğrenen bir birey olmak, yaşam boyu otodidaktizm ile meşgul olmayan kişiler arasında ayırtedici bir üstünlük sağlar. Haydi! Otodidakt olmanın tam sırası.

Yazan ve Çeviren: Nilüfer Şen 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hakikati Arayanlar Fikir Hırsızlarına Karşı

  Sevgili İçerik Üreticisi Dostum, “Dostum” diyorum, çünkü seni hiç tanımasam da niyetlerini, egonu, gizli kıskançlıklarını ve hangi açmazlardan geçmekte olduğunu çok iyi seziyorum. Yolların, daha önce pek çok benzerinin geçtiği tanıdık patikalara çıkıyor. 2003’ten bu yana yayın dünyasında, fikir hırsızlığından intihale, kopyadan taklide türlü girişimlere şahit olmuş ve maruz kalmış biri olarak diyorum ki sandığın kadar “görünmez” değilsin. “Az takipçili bir çevirmen / editör fikirlerinin çalındığını anlamaz, anlasa da ispatlayamaz” diye düşünüyorsun. Yanılıyorsun :) Bu yanılgının sonuçlarını bir kısmı hâkim karşısında, bir kısmı da arabuluculuk masasında acı şekilde öğrendi. Sosyal medyada ve bloğumda paylaştıklarım buzdağının yalnızca görünen kısmı. Daha fazlası var ve doğru zamanda, doğru yerde ortaya çıkmayı bekliyor. Sen de biliyorsun ki kendi birikimin yetersiz; sosyal çevre ve imkanların da seni sadece bir yere kadar taşıyor. O yüzden sağa sola bakınıp “ne koparabilirim” ...

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar