YOLA ÇIKMA CESARETİ
BİR SUUDİ KADININ UYANIŞI
MANAL AL-SHARIF
Epsilon Yayınevi
1. Baskı: Mart 2019
300 Sayfa
ISBN: 978 - 605 - 173 - 544 - 3
"Manal al-Sharif, Suudi Arabistan'ın Mekke şehrinde, 1979 yılında doğdu ve dindar bir toplumda, yoksulluk içinde büyüdü. Bilgisayar bilimlerinden mezun olduktan sonra, Suudi Aramco petrol şirketi tarafından işe alındı ve krallıkta bilgi güvenliği alanında çalışan ilk Suudi kadın oldu. 2011 yılında, "kadın olarak araba kullanmak"tan hüküm giydi ve hapse mahkum edildi. İki erkek çocuk annesi olan Manal, Oslo Özgürlük Forumu, Foreign Policy, Time ve Forbes tarafından alkışlanmış bir kadın hakları savunucusudur."
Kitabın önsözü Nevşin Mengü tarafından yazılmış olup şu cümlesinin altını çizmek isterim:
"Bir dönem gözden düşen ya da düştüğünü sandığımız sekülerleşmenin neden önemli olduğunu anımsamak için Manal'ın hayatına tanıklık etmek önemli."
Yola Çıkma Cesareti, Milyonlarca Kraliçe ve Bir Kralın Ülkesi, Hamamböcekleri ve Parmaklıklar, Kötü Kızlar, Mekke Kuşatma Altında, Peçenin Arkasında, Barbie'mi Öldürdüler, Yasak Uydu Anteni, Çalışan ve Evsiz, Aşk ve Falafel Adam, Özgür Yaşa ya da Öl, Kadın Olarak Araba Kullanmak, Suudi Erkeklerin Krallığında, Ebuya ve Kral ve Yağmur Tek Bir Damla ile Başlar bölümlerinden oluşmaktadır.
Kitap bir roman gibi sürükleyici, bir gerilim filmi kadar sinir bozucu, korku krallığından kesitler sunan, kadın olmanın lanet olduğu topraklarda geçen gerçek yaşam öyküsünden oluşuyor. Benden bir yaş büyük olan Manal'ın hikayesini okurken hem üzüldüm, hem cesaret hem de ibret aldım. Birçok ülkede binbir zorlukla hakları için savaşıp bedel ödeyen kadınlar bir tarafta. Atamızın biz kadınlara armağan ettiği hakları bir çırpıda silip atmaya çalışan, özgürlüklerini kendi elleriyle "gelenek, görenek, örf ve törelere" feda etmeye hazır bir takım bilinçsiz kadınlarımız diğer tarafta.
Sözü geçen ve neler olduğu bir türlü tam olarak belirlenemeyen ancak herkesin dilinde, başımızın üstünde Demokles'in kılıcı gibi sallanan bu "Örflerimiz, Adetlerimiz, Geleneklerimiz, Göreneklerimiz" söylemlerini oldum olası anlamsız bulmuşumdur. İnsanları yönetmenin, yönlendirmenin, hizaya sokmanın, sindirip korkutmanın sinsi bir yöntemi gibi gelmiştir bunlar bana her zaman.
Her cümlede Atatürk'e ne kadar minnettar olduğumu düşünmeden edemedim. Kitaptan alınacak ders budur.
Kitap Değerlendirmesi: Nilüfer Şen

Yorumlar
Yorum Gönder