Ana içeriğe atla

SOSYAL MEDYA DETOKSUNUN FAYDALARI

Sosyal medya kullanıcı sayısı günden güne artmaya devam ediyor. Bir kişinin en sevdiği sosyal medya sitelerine ve uygulamalarına bakarak günde en az 1 saat 40 dakika harcadığı tespit edilmiş. Bu, başka birçok faydalı etkinliğe harcanabilecek şaşırtıcı bir süre, ancak aynı zamanda mevcut sosyal ve kurum kültürünün de bir göstergesi.

Bununla birlikte, bu, sosyal medyada bu kadar zaman harcamanın bizim için iyi olduğu anlamına gelmiyor. İşimiz çalışma saatleri boyunca çevrimiçi olarak sosyal olarak kalmamızı gerektirebilir, ancak haftasonu boyunca veya tatil sırasında detoks yapmak çok yararlı olabilir.

  1. Kendinizi Sosyal Karşılaştırma Döngüsünden Kurtarmak

Bilim insanları, sosyal medyayı kullanan insanların çoğunun günün sonunda kendilerini bildikleri herkese kıyaslamaya başladıklarını keşfettiler. Bununla ilgili sorun, benlik saygısı üzerinde ciddi bir etkisi olabileceğidir.

Örneğin, tanıdığınız çoğu insan evlenip çocuk sahibi oluyorsa ancak siz halen bekarsınız, sonunda izole ve yalnız hissedebilirsiniz. Bu bazı insanlar için ciddi bir depresyona bile yol açabilir. Hayatınızdaki müthiş şeylerin hepsiyle yeniden bağlantı kurabilmeniz için sosyal medyadan bir ara vererek bu sağlıksız döngüden uzaklaşın.

  1. Özel Hayatınızı Korumak

Sosyal medya, fotoğraflarınızı paylaşmak ve tanıdıklarınızla iletişimde kalmak için uygun bir yoldur; ancak aynı zamanda kişisel gizliliğinizden vazgeçmenizi de gerektirir. Örneğin, ReputationDefender geçtiğimiz günlerde WhatsApp için en son gizlilik politikası güncellemesinin mesajlaşma uygulamasının Facebook ile veri paylaşmasına izin verdiğini bildirdi.

Bu nedenle, Facebook'un telefon numaranıza erişmesini istemiyorsanız, telefonunuzda her iki uygulamanızın kurulu olmadığından emin olun. Daha da iyisi, mümkün olan en iyi gizlilik korumasını sağlamak için uygulamalarınızı ve hesaplarınızı silmeyi içeren bir sosyal medya detoksunu kullanabilirsiniz.

  1. Bu Kadar Rekabetçi Hissetmekten Kurtulmak

Farkında olmasak da, sosyal medya rekabetçi yönümüzü ortaya çıkarır. Bunun nedeni Facebook gibi sosyal medya ağlarının ana temeli mesajlarımıza dikkat çekmektir. Her bir tepki ve yorum, belirli bir postanın ne kadar popüler olduğunun bir ölçüsüdür; bu, bizi başkalarını ve hatta kendimizi bile aşmaya çalışmamıza neden olur.

Bu tarz bir rekabet, sağlıklı olmadığı gibi kaygı ve depresyona neden olabilir. Bir süre için sosyal medyadan uzak durarak zihinsel sağlık molası verin!

  1. Genel Duygu Durumunuzu Geliştirmek

Araştırmalar, bir sosyal medya sitesinde ne kadar çok zaman harcarsanız, o kadar çok depresyon yaşayacağınızı keşfetti. Ayrıca, bu sitelerde harcadığınız süre, doğrudan stresli veya mutlu olup olmadığınız ile ilgilidir.

Başka bir deyişle, aşırı endişe duyuyorsanız, stresliyseniz veya depresyondaysanız, bu, bir sosyal medya detoksuna başlamak için iyi bir zamandır. Başlangıçta tuhaf gelebilir, ancak Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya sitelerinden uzak durduğunuzda genel ruh haliniz iyileşmeye başlayacaktır.

  1. Bir Şeyler Kaçırıyor Olma Hissinizi Alt Etmek

Computer World, sosyal medyanın uyuşturucu madde kadar bağımlılık yaratacak şekilde tasarlandığına dikkat çekti. Bu sadece bir abartıdan ibaret değil. Sosyal medyayı ilk kullanmayı bıraktığınızda yoksunluk belirtileri hissedebilirsiniz. Bilim insanları bunun doğal olarak bir şeyleri kaçırma veya bir şeylerden eksik/geri kalma korkusundan kaynaklandığını söylüyor. Sonuçta, dizüstü bilgisayarınızdan veya akıllı telefonunuzdan uzaklaşırsanız eğlenceli veya önemli bir şeyi kaçırabilirsiniz.

Bildirim/Etkileşim sayıları uzak durmayı zorlaştırıyor. Ancak sosyal medyaya bağımlı olanlar, kişisel ve mesleki ilişkilerini bozabilir. Detoksunuzdan sonra günde bir kez en sevdiğiniz sosyal medya sitelerini ziyaret ederek bu etkiyi en aza indirebilirsiniz. Ziyaret bittikten sonra günün geri kalanında sosyal medyaya bakmayın.

 6. Gerçek Dünyayla Yeniden Bağlantı Kurmak

Diğer insanlarla çevrimiçi ortamlarda iyi iletişime geçiyorsunuz, ancak kendiniz hiçbir zaman şahsen bağlantı kuramıyor musunuz? Bu, içe dönük olanlar için ideal olabilir, ancak hepimiz hala bazı kişisel temasa ihtiyaç duyarız. Ne yazık ki, sosyal medya sitelerinde çok fazla vakit geçiren insanlar yalnız hissetmekte ve gerçek yaşamdan izole olmaktadır. Zayıflamış bir bağışıklık sistemine maruz kalma olasılıkları da daha yüksektir.

İyi haber şu ki çok kişi kişilerarası etkileşimde içe dönük ve rahatsız olsa bile, yalnızca insan içine karışmak suretiyle ruh halini düzeltebilir. Yalnız kalmak isterseniz en sevdiğiniz parka veya restorana gidin. Hatta film ya da konserlere.

7. Anda Kalarak Yaşamak

Her bir etkinlik ya da yaşam olayı gerçekleşirken yaptığınız her şeyi Facebook'a gönderir misiniz? Evlendikten hemen sonra, insanların Facebook ve Twitter hesaplarını sunaktan güncelleme örnekleri bile var.

Bu hayatınızı belgelemek için geçerli bir yoldur, ancak aynı zamanda anı yaşamanızı engelleyen bir yük haline gelebilir. Her şeyi, doğrudan etkileşimde bulunmak yerine sosyal medya merceğinden yaşıyorsanız, deneyimleriniz daha düşük kalitede olacak ve daha az unutulmaz hale gelecektir.

8. Geçmişe Takıntılı Halde Yaşamaktan Vazgeçmek

Eski tweet'lere veya önceki Facebook güncellemelerine bakarak çok zaman harcıyor musunuz? Bu, olumsuz bir kafa yapısında kalmanıza  neden olabilir ve geçmiş kötü anıları atlatmanızı zorlaştırabilir.

Sosyal medyayı bir müddet geride bırakmak takıntılı davranmayı bırakmanız ve gerçekten hayatınıza devam etmeniz için gereken alanı sağlayabilir. Sosyal medyaya geri döndüğünüzde, çevrimiçi görmenin canınızı sıktığı kişileri engellediğinizden emin olun. Belirli öğeleri kaldırmak için Facebook hatıralarınızı değiştirebilirsiniz, böylece onları hatırlamayı bırakırsınız.

9. Boş Zaman Kazanmak

Evinizi temizlemek, egzersiz yapmak veya okumak için yeterli zamanınız olmadığı hissine kapılıyor musunuz? Sosyal medyaya ara vermek, günde yaklaşık 2 saat kazanmanıza yardımcı olur ve bu süre boyunca enerjinizi hayatınızı iyileştirmeye adayabilirsiniz. Günlük 30 dakikalık yürüyüşün sağlık açısından bir çok fiziksel ve zihinsel yararları vardır, bu da zamanınızı Facebook haber akışını okumaya ayırmaktan çok daha iyi bir kazanımdır. Ayrıca, evinizi düzene sokmak için biraz zaman ayırırsanız, daha az stresli hissedeceksiniz.

Sosyal medyayı hayatınızdan tamamen çıkarmakta zorlanıyorsanız, bunun yerine eğitim avantajı sunan birçok web sitesini ziyaret etmeyi düşünebilirsiniz. Bir ilgi alanına dair ücretsiz bir kurs almak, kesinlikle zamanınızı harcamanın daha iyi bir yoludur ve kişisel ve mesleki hayatlarınızı zenginleştirebilir.



Çeviri: Nilüfer Şen
Kaynak: http://www.lifehack.org/483829/9-positive-benefits-of-a-social-media-detox

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar

Dijital Çağda Entelektüel Üretimin Paradoksu

  Günümüz kültürel ve entelektüel üretim ortamında, sanatçılar, bilim insanları ve yazınsal/düşünsel üreticiler, yaratıcı emeklerini görünür kılma zorunluluğu ile karşı karşıya. Dijital ve sosyal medya platformlarının hegemonik etkisi, üreticileri adeta birer pazarlamacı veya reklamcı gibi hareket etmeye mecbur bırakmakta; üretimin kendisi, görünürlük stratejileri ile şekillenen bir rekabet alanına tabi kılınmaktadır. Bu durum, J. S. Mill’in “yaratıcı özgürlük” ve Hannah Arendt’in “insani faaliyetlerin hiyerarşisi” üzerine kurduğu düşünceleri çağrıştıracak biçimde, derin çalışma, odaklanma ve içe dönük üretim süreçlerini sistematik olarak baskılamakta; dolayısıyla yaratıcı potansiyelin önemli bir kısmı, görünürlük ve tanıtım zorunlulukları için tahsis edilen zamana dönüşmektedir. Sosyal medyanın zorunlulukları, üreticileri kendi alanlarının dışındaki iletişim ve PR faaliyetlerine yönlendirerek, üretken zamanın ve yaratıcı enerjinin kaybına yol açıyor. Bourdieu’nün kültürel sermaye...