Ana içeriğe atla

YENİ SANAT TARİHİ: ELEŞTİREL BİR GİRİŞ




YENİ SANAT TARİHİ: ELEŞTİREL BİR GİRİŞ

Jonathan Harris 

İstanbul – SEL Yayıncılık
Şubat 2013
Birinci Baskı 
319 Sayfa
25 TL
ISBN -13: 978-975-57-601-6

Jonathan Harris, Yeni Sanat Tarihi: Eleştirel Bir Giriş adlı kitabında sanat tarihinin 1970’den bu yana geçirdiği değişimin kuramsal, tarihsel, toplumsal ve siyasi bir dökümünü bir araya getirmeyi amaçladığını söylüyor. Ona göre kitabın hedef kitlesi üç gruptan oluşuyor. Bunlar, üniversite, yüksekokul veya liselerde okuyan sanat tarihi öğrencileri; akademik dünyadaki öğretim görevlileri ve sanat tarihi eğitimi almamış ancak sanat ve tarihe ilgisi olan kişiler. 

Kitap, “Radikal Sanat Tarihi: Geleceğine Dönüş mü?”, “Kapitalist Modernite, ulus-devlet ve görsel temsil”, “Feminizm, sanat ve sanat tarihi”, “Özneler, kimlikler ve görsel ideoloji”, “Sanat ve toplumda yapılar ve anlamlar”, “Arayış: Kesinlikler peşinde”, “Temsil edilen cinsellikler” ve “Sonuç: Radikal sanat tarihinin araçları ve amaçları” adlı sekiz bölümden oluşuyor. Her bölüm ağırlıklı olarak Amerika ve İngiltere’de yaşayan yazarların anahtar metin listesi ile başlıyor. Derinlemesine bilgi edinmek isteyenler için bölüm sonlarında “Notlar” eki yer alıyor. 

Harris sanat ve sanat tarihi dünyasında 1970’lerden beri süregelen değişimleri teorik biçimde ele alıyor. Kendisinin de giriş bölümünde belirttiği gibi yapıtların görsellerinden ziyade metinler ve argümanlar üzerine yoğunlaşıyor. Bu bağlamda anahtar metinlere aşinalık önemli. Yazarın dili “sanat tarihi jargonu” diyebileceğimiz akademik terimlerle yüklü. Söz konusu anahtar metinlerin çoğu kitaplardan oluşuyor. “In The Name of Picasso”, “On Some Problems in the Semiotics of Visual Art: Field and Vehicle in Image-Signs” ve “Why Have There Been No Great Women Artists?” dışındaki makalelere ise erişim ücretli. Bu açıdan bakıldığında kitap hedef kitlesi olarak belirlenmiş üçüncü grup olan sanatla “ilgilenen” okur kitlesine tam olarak hitap etmemekle birlikte onlar için aydınlatıcı olabilir. Öte yandan öğretim üyesi akademisyenler ve sanat tarihi öğrencileri için önemli ve gerekli bir kaynak olduğu görüşündeyim. 

Kitapta Courbet, Matisse, Masaccio gibi sanatçıların eserleri ve Wölfflin, Panofsky, Hauser gibi sanat tarihçilerine sıklıkla atıf yapılıyor. Ayrıca Deleuze’den Lacan’a dek geniş yelpazede psikanalist kuramcıların ve filozofların düşüncelerine yer veriliyor. Anahtar metin yazarları arasında da ağırlıklı olarak karşılaştırma metodu kullanılmış. Bu nedenle kitap okunurken internet, kütüphane, arşiv gibi kaynaklardan titiz bir araştırmaya zaman ayırmak kitaptan azami fayda sağlamaya yardımcı olacaktır. 

Harris çalışmasının başlangıç noktası olarak öğrenci gösterileri, başkaldırı ve protestoları ile genel bir huzursuzluğun baş gösterdiği 1968 Mayısını almakta. O yıl birçok şehirde fakat özellikle Paris’te ortaya çıkan entellektüel düşünce ve politik eylemlere vurgu yapıyor. Sanat tarihinin radikalleştiğinden bahsediyor. Harris’in çalışması boyunca sözünü ettiği işte bu radikal sanat tarihi ve teorilerdir. Kendisi kitapta çoğunlukla “radikal sanat tarihi” terimini kullanıyor ve bunu destekliyor. Bu noktada kitabın başlığı “Radikal Sanat Tarihi” olamaz mıydı sorusu akıllara geliyor.

Harris’e göre radikal sanat tarihinin yeni sanat tarihiyle ortak noktası Marksizm, feminizm, psikanaliz ve semiyotik gibi teorilerin metodoloji olarak kullanılması. 1968 Mayısı ile radikal sanat tarihini başlatan politik olayların etkisinin artık sona erdiğini düşünüyor. Ona göre sanat tarihini yeniden radikalleştirmenin yolu kültür araştırmalarından geçmektedir.  

Kitap Değerlendirmesi: Nilüfer Şen 


KAYNAKLAR 
Krauss, R. (1981). In the Name of Picasso. October, 16, 5-22. doi:1. Retrieved from http://www.jstor.org/stable/778371 doi:1
Nochlin, L. (1988). Women, Art and Power & Other Essays. United States: HARPER COLLINS (PA). p. 145. ISBN 0064301834.
Schapiro, M. (1972). On Some Problems in the Semiotics of Visual Art: Field and Vehicle in Image-Signs. Simiolus: Netherlands Quarterly for the History of Art, 6(1), 9-19. doi:1. Retrieved from http://www.jstor.org/stable/3780400 doi:1


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hakikati Arayanlar Fikir Hırsızlarına Karşı

  Sevgili İçerik Üreticisi Dostum, “Dostum” diyorum, çünkü seni hiç tanımasam da niyetlerini, egonu, gizli kıskançlıklarını ve hangi açmazlardan geçmekte olduğunu çok iyi seziyorum. Yolların, daha önce pek çok benzerinin geçtiği tanıdık patikalara çıkıyor. 2003’ten bu yana yayın dünyasında, fikir hırsızlığından intihale, kopyadan taklide türlü girişimlere şahit olmuş ve maruz kalmış biri olarak diyorum ki sandığın kadar “görünmez” değilsin. “Az takipçili bir çevirmen / editör fikirlerinin çalındığını anlamaz, anlasa da ispatlayamaz” diye düşünüyorsun. Yanılıyorsun :) Bu yanılgının sonuçlarını bir kısmı hâkim karşısında, bir kısmı da arabuluculuk masasında acı şekilde öğrendi. Sosyal medyada ve bloğumda paylaştıklarım buzdağının yalnızca görünen kısmı. Daha fazlası var ve doğru zamanda, doğru yerde ortaya çıkmayı bekliyor. Sen de biliyorsun ki kendi birikimin yetersiz; sosyal çevre ve imkanların da seni sadece bir yere kadar taşıyor. O yüzden sağa sola bakınıp “ne koparabilirim” ...

İçerik Üreticilerine Açık Çağrı

  Yazarlar, çevirmenler, metin yazarları, reklam yazarları… Bu çağrı, yaşamını kalemiyle idame ettiren herkese... 2003’ten bu yana yazın dünyasının farklı alanlarında çalışan biri olarak,  sizleri yapay zekâ ile içerik üretimi konusunda biraz sağduyuya davet ediyorum. 1980 doğumluyum. Analogdan dijitale geçen son neslin bir temsilcisi olarak söylüyorum: Yapay zekâ ile yazılmış metinler orijinal kalemden çıkanlarla karşılaştırıldığında sırıtıyor. İlk birkaç cümlede, birkaç anahtar kelimede kendini ele veriyor.  Ve benim gibi bunu şıp diye anlayan çok fazla içerik üreticisi var. Ne kadar uğraşsanız da, şu anki haliyle hiçbir yapay zekâya  otantik bir üslup, ruh ya da karakter kazandıramıyorsunuz. (En azından şimdilik… ) ChatGPT dahil birçok araç, “marketing” jargonuna bulanmış, keyword’lerle dolu, tanıdık, tekdüze, yapay bir dil kullanıyor. Ve bu da metinlerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitiriyor. Bu, özellikle de yıllanmış içerik üreticileri için kabul ...

Kaldığımız Yerden Devam

Tekrar Merhaba :) Bir süredir yazılarıma ara vermiş olsam da, kelimelerle kurduğum köprüyü yeniden inşa etmenin zamanı geldi. 2023’te bıraktığım yerden, yeni gözlemler ve taze bir bakış açısıyla devam ediyorum. Bu süreçte hem dünyada hem de kendi yaşamımda pek çok şey değişti; bu değişimlerin bana kattığı derinlik, yazılarımın da yolculuğuna yansıyacak. Bundan böyle bloğumda kitap değerlendirmelerine, iklimsel ve çevresel gelişmelere, sanatın ilham verici dünyasına dair paylaşımlara daha fazla yer vereceğim. Hem eleştirel hem de merak dolu bir gözle, okuduklarımı, gördüklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Yazılarımda, sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda birlikte düşünebileceğimiz, tartışabileceğimiz ve ilham alabileceğimiz bir alan açmak niyetindeyim. Nilüfer Şen Çakar